YAPAY ZEKA, DİJİTAL PAZARLAMA DÜNYASINI NASIL DEĞİŞTİRECEK?2 sene ÖNCE
YAPAY ZEKA, DİJİTAL PAZARLAMA DÜNYASINI NASIL DEĞİŞTİRECEK?KAMİL ERYAZAR
Özgün içerik üretimi → Ağ üzerinden dağıtımı için kanal yapılandırması → Veri toplama ve analizi → Veriye dayalı pazarlama yönetimi
Yeni medyada herhangi bir ürün ya da hizmet pazarlamak isteyen markaların; en temelde içerik üretimini, üretilen içeriğin ağ üzerinden dağıtımını, bu dağıtımın veri ile analizini ve son olarak da tüm bu sürecin veriye dayalı yönetimini içeren bir döngüsel pazarlama planlaması yapması gerekiyor.
VERİ ANALİZLERİ ile KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ PAZARLAMA
Son yıllarda birçok marka, sosyal medya kullanıcılarının profil bilgilerini anlamlandırabilen yazılımlardan yararlanarak, gereksinmelere göre kişiye özel içerikler sunmaya başladılar. Örneğin kullanıcıların ürettikleri kişisel içeriklerden, yaptıkları yorumlardan tüketici profilleri algılanıp, bu yönde ürün ve hizmet tanıtımları yapılıyor. Kişisel pazarlama kavramının öne çıkmasıyla birlikte, ‘uzun kuyruk teorisi’ daha da önem kazandı.
Dolayısıyla küresel markalar bile televizyon ve internette son zamanlarda sıkça görmeye başladığımız yerel kampanya içeriklerine kişiye özel pazarlama stratejilerini de ekliyorlar.
Dijital pazarlama içerikleri, semantik analizlerden yararlanılarak oluşturulmaya başlandı. Anlamlandırılmış son kullanıcı verileri, kişiye özel ürün ve hizmet önerilerine dönüştürülüyor. Böylece CRM’in anlamı da genişleyerek, SCRM (Social CRM) oldu ve işlevi de daha önemli duruma geldi.
ANLAMLANDIRILMIŞ MÜŞTERİ ODAKLILIK
Kullanıcının interneti değil, internetin kullanıcıyı anladığı bu dönemde ‘müşteri odaklılık’ artık bir deyim olmaktan çıkarak, pazarlamanın temel unsuru durumuna geldi.
Bugün şirketlerde oluşturulan sosyal medya, dijital pazarlama ve online itibar yönetimi ekipleri tarafından manuel olarak yürütülen ‘e-izleme’nin yerini, anlamlandırma yazılımları ile birlikte ‘semantik izleme’ aldı. Müşteri hizmetlerinde kullanılan chatbot’lar, gelen verileri anında anlamlandırarak, eşanlı gerçek çözümler sunmaya başladılar.
Web 1.0 ve Web 2.0′da kullanılan bağlantı linkleri ‘anlamsal işlev’ kazanarak, kullanıcının istek ve beklentilerini anlamlandırıp otomatik olarak devreye giriyorlar.
DENEYİMSEL PAZARLAMA
‘Kullanıcı deneyimi’ dijital pazarlamanın en önemli ve dolayısıyla da en popüler kavramlarından bir tanesi. İki ayrı anlamda kullanılıyor.
1 – Yaygın olarak kullanılanı web sitesi gibi dijital pazarlama ürünlerinin tasarımı konusunda kullanıcı deneyimi sonucu oluşan geri dönüşlere göre yeni düzenleme ve iyileştirmeler yapmak.
2 – Markaların kendi ürünlerini kullanan müşterilerden gelen ürün ile ilgili geri bildirimler.
Son tüketicilerden gelen ve yeni bir ürün ya da hizmet oluşturma sürecinde, tüketicinin beklentisini karşılamak için çok önemli olan bilgiler son yıllarda ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden derleniyor.
Kullanıcı Deneyiminin Önemi
Ürünler kullanıcılar için üretilir, ürün geliştirme sürecinde kullanıcıyı tanıyarak işe koyulmak büyük önem taşır. Müşteri merkezli bir anlayış olan ‘deneyimsel pazarlama’ müşterilerin tüm duyularına ulaşabilen, onları duygusal ve bilişsel anlamda etkileyebilen, satın alma gibi bir harekete iten tüm faaliyetleri kapsamaktadır.
Müşterilerinin karakterine, değerlerine, isteklerine, ihtiyaçlarına, üründen ve hizmetten beklentisine önem veren markalar pazarlama stratejilerini geliştirirken deneyimsel pazarlama verilerine odaklanıyorlar. Günümüzde rakiplerine göre farklılaşıp, tüketicilerini ömür boyu müşteri haline getirmenin en önemli yollarından biri, müşterilerde yaratılacak eşsiz ve unutulmaz deneyimlerdir.
SEMANTİK İNTERNET
Kullanıcının interneti değil, internetin kullanıcıyı tanıyıp anladığı ve kişisel gereksinimlerine en uygun çözümleri ürettiği yeni bir sürece girildikten sonra pazarlama iletişimi kavramı da değişti.
Web 3.0, Web 2.0 döneminde üretilen ve büyük boyutlara ulaşan, çok geniş kapsamlı içeriği bizim için filtreleyerek ‘anlamlandıran’, kullanıcı merkezli geliştirilmiş bir internet uygulamasıdır. Web 2.0 içeriğini en işlevsel biçimde kullanmamızı sağlıyor. Geliştirilmiş içerik veri tabanları ve ontolojiler, kişiye özel servisleri de yaygınlaştırıyor. Böylece internet üzerindeki bireysel tüketim daha da artmaya başladı.
Web 3.0 bir anlamda, uçsuz bucaksız iletişim okyanusunda kaybolmadan, yönümüzü bulmamızı sağlayan dijital bir pusula işlevini görüyor.
ONTOLOJİK PAZARLAMA
Web 3.0 döneminde yaşanan semantik dünyanın teknolojik temelini “ontolojiler” oluşturuyor. Dolayısıyla bu web ontoloji dili, dijital pazarlamanın da önemli bir kaynağı oluyor.
Son yıllarda baş döndürücü bir hızla gelişen dijital iletişim ve bilgi teknolojileri, kullanıcıların oluşturdukları multimedya içerikleri o kadar devasa boyutlara ulaştı ki, kb’lardan Mb’lara, Mb’lardan da terabayt’lara geçtik. Yakın zamanda ise petabayt’lar ve eksabayt’lar hayatımıza girmeye başladı. Artık tam anlamıyla bir ‘Cloud Computing’ (Bulut Bilişimi) Çağı yaşıyoruz.
Bu yeni dönemde, internet bağlantılı bilgisayar, akıllı cep telefonları, isteğe bağlı kişiselleştirilmiş televizyon (IPTV) gibi kitle iletişim ve bilgilendirme araçlarının yanı sıra hayatımızı kolaylaştırmak için kullandığımız buzdolabından çamaşır makinesine, mikrodalga fırından kombiye kadar tüm cihazlar birbirleriyle çevresel etkileşim içerisine giriyorlar. Üstelik bize ait kişisel anlamlandırılmış verilerden yararlanarak çalışmaya başlayacaklar.
Bugünkü koşullarda, tematik web siteleri ve televizyon kanalları dışında, örneğin haber siteleri gibi genel kullanıcıya hitap eden siteler ve ulusal televizyon kanallarındaki bir traş bıçağı reklamı kadın kullanıcılara da ulaşıyor. Tıpkı bir hijyenik ped ya da ruj-rimel reklamlarının erkek kullanıcılara da ulaştığı gibi…
Web 3.0 ve IPTV ile birlikte sistem, siteyi ziyaret eden kullanıcı ve o an kanala zap yapan izleyicinin cinsiyetine, yaşına, kişisel ve demografik özelliklerine uygun içerik ve reklamları sunmaya başlıyor. Üstelik bu içerik ve tanıtımlar, kültürel beğenilerden tatil planlarına, tutulan spor takımından alışveriş alışkanlıklarına kadar kişiselleştirilmiş uygulamalar olarak karşımıza çıkıyorlar.
Web 3.0 bilgi teknolojisinin özü “dil”e dayanmaktadır. Geçiş sürecinin hızı gerekli ontolojilerin oluşmasına bağlıdır. Tüm dünyada yaygın olarak kullanılan İngilizce için sorun olmamakla birlikte, Türkçe için bu süreç daha yavaş işlemektedir. Bu sürecin tamamlanması için öncelikle içerik, sonra da her dilde bu içeriği anlamlandıracak teknoloji ve yazılımların geliştirilmesi, akademik projelerin ticari potansiyele dönüştürülmesi gerekiyor.
DEVAM EDECEK…
Makalenin bundan önceki bölümü: Pazarlamanın yeni işlevi: Müşterinin dijital yolculuğunun veri analizi ve yönetimi