TIME Dergisi, Bülent Kılıç’ı Yılın Fotoğrafçısı Seçti10 sene ÖNCE
TIME Dergisi, Bülent Kılıç’ı Yılın Fotoğrafçısı Seçti
300’den fazla madencinin hayatını kaybettiği Soma faciası, ‘dayıbaşı kölelik sisteminin’ korkunç gerçeklerini ortaya çıkardı
İşçiler ‘dayıbaşı’ yöntemiyle çalıştırılıyormuş. Tüm işçiler sistemde yasal olarak ana işverene bağlı görünse de uygulamada patronu ‘dayıbaşı’ oluyormuş. Dayıbaşı üretim arttıkça da ayrıca prim alıyormuş.
İşçi bir ihtiyacı olduğunda ‘dayıbaşı’na gidiyor, işçinin ana işverenle hiçbir bağlantısı olmuyor. İşçilerin kaderi ‘dayıbaşı’ denilen kişilerin elinde, isterse tokat bile atabiliyor, her an işten çıkarabiliyor!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in Soma’daki madenin taşeron işçi konusunda ‘Çok farklı bir taktik uyguluyorlarmış’ açıklaması; maden şirketlerinin “dayıbaşı” yöntemiyle taşeron işçi çalıştırdığını da ortaya çıkardı.
Bu sistemde işçi yasal olarak ana işverene bağlı gözüküyor, ama gerçek patronu “dayıbaşı” oluyor. İşçinin işe devam edip etmemesinden, alacağı prime kadar her şeye “dayıbaşı” karar veriyor. DİSK’e bağlı Dev-Maden Sen Başkanı Tayfun Görgün Soma madenindeki taşeron sistemini şöyle anlattıyor:
Maaş işverenden ama
Yasaya göre ana çalışma konularında taşeron işçi çalıştırılamıyor. Bu nedenle 30’ar 60’ar kişilik işçi gruplarının başında “dayıbaşı veya ekipbaşı” oluyor. İşçilerin kadroları Soma Holding’te gözüküyor ama fiiliyatta işverenleri dayıbaşları oluyor. Dayıbaşları, Holding’ten maaşın yanı sıra üretim artışına bağlı olarak prim alıyor.
İşçiye çok hâkimler
İşçi bir ihtiyacı olduğunda dayıbaşına gidiyor, işçinin ana işverenle hiçbir bağlantısı olmuyor. O işçinin çalışması, hakları dayıbaşının sorumluluğunda, iki dudağının arasında oluyor. Dayıbaşları işçiyi tokatlayabilecek kadar, işçi üzerinde hakimiyet kurabiliyor. İşten çıkarmalara da dayıbaşı karar veriyor. Böyle bir durumda dayıbaşı işten çıkarmaya karar veriyor, ana şirket de yasal teminatı ödüyor.
Karikatür: Ercan Akyol
Her taşeron kendi ekibiyle işe girmiş
DHA’nın haberine göre, ‘dayıbaşlarının’ sayıları 20 ila 25 arasında değişen madencilikte kalifiye olan elemanları için madenin yöneticileriyle görüştükleri, onlarla pazarlık yaparak ücrette anlaştıkları tespit edildi. Bu anlaşmanın sağlanmasıyla da, ‘dayıbaşlarının’ ekibindeki kişilerin bu kez şirketin resmi kayıtlarında da çalışan gösterilip resmiyette de her hangi bir sorumluluk alınmadı.
Bu ‘dayıbaşı’ gruplarının, ‘Mis’, ‘Nilüfer bey’, ‘Gema’, ‘Doğanay’, ‘Atmış’ ve ‘Şengül’ gibi adlarla simgelendikleri, bu isimlerle birbirlerinden ayrıldıkları saptandı. Çalışanların şirketten anlaşmaya göre 1000 ile 2 bin TL arasında ücret aldıkları, ‘dayıbaşlarının’ aldığı ücretlerin ise 10 bin TL’ye yaklaştığı ileri sürüldü.
‘Bonus’ sitemiyle yarıştırılmışlar
Bunun yanı sıra işçilerin ocağa girdikten sonra bu kez de vardiya amirleri tarafından, ‘bonus’ olarak adlandırılan ödüllerini ek ödemeleri alabilmek için de çalışmaya zorlandıkları ileri sürüldü.
08.00- 16.00 saatlerindeki vardiyanın ‘Gündüz’, 16.00- 24.00 saatlerindeki vardiyanın ‘Paşa’ ve gece 24.00- 08.00 saatleri arasındaki vardiyanın ise ‘Serseri vardiyası’ olarak adlandırıldığı madende, işçilerin adeta yarış atı gibi kullanıldıkları belirlendi. Vardiya amirlerinin, hem kendileri, hem de işçilerin ‘bonus’ alması için çalıştırdıkları öğrenildi. Her vardiya arasında yarış olduğu bunun da günlük kömür üretimini arttırdığı çalışan işçilerce ifade edildi.