Mobil abonelerin sayısı dünya nüfusunu geçti9 sene ÖNCE
Mobil abonelerin sayısı dünya nüfusunu geçtiDünya nüfusu yedi milyarı geçti. Oysa istatistiklere göre son kırk yılda doğum oranları yarı yarıya azaldı. Peki, nasıl oluyor da doğumlar azalırken, dünya nüfusu artmaya devam ediyor?
Alman Dünya Nüfusu Vakfı’nın (DSW) 2014 yılı raporuna göre, 1970 yılıyla kıyaslandığında dünya genelinde kadın başına düşen çocuk sayısı yarıya indi. İstatistiklere göre, yaklaşık 40 yıl önce kadınlar ortalama 4,7 çocuk dünyaya getirirken, bugün bu rakam 2,5. Ancak buna rağmen dünya nüfusu hızlı bir şekilde artmayı sürdürüyor. Vakıftan Ute Stallmeister bunun nedeninin, tıbbi olanakların artması sonucu bebek ölüm oranlarının gözle görülür biçimde azalması olduğunu söylüyor.
Uzmanlar, nüfusun sabit kalması için kadın başına düşen çocuk oranını da hesaplamışlar. Şu anki hesaplamalara göre, bu oran 2,1 seviyesinde kaldığında, nüfus ne azalma ne de artış gösteriyor. Doğum oranının hayli yüksek olduğu Afrika’da da son yıllarda belirgin bir düşüş olduğu görülüyor. Verilere göre, Afrika’da geçen 40 yıl içinde kadın başına düşen çocuk sayısı 6,7’den 4,7’ye düştü. Fakat kıtada istenmeyen gebelikler halen önemli bir sorun olmayı sürdürüyor.
Ute Stallmeister, eğitime yatırım yapılmasının önemini vurguluyor: “Bilinçlendirme programları, sağlık sisteminin güçlendirilmesi, doğum kontrol imkânlarına erişimin artması fakat uzun dönemli bir tedbir olarak kadının toplum içindeki rolünün güçlendirilmesi gerekiyor. Kadınlara daha fazla eğitim olanağı tanınmalı.”
Afrika’da İstenmeyen Gebelikler Sorunu
Özellikle Sahara’nın güneyinde hamile kalmayı önlemek isteyen her dört kadından birinin doğum kontrol imkânından yoksun olduğuna dikkat çekiliyor. Bu da yılda 80 milyon istenmeyen gebelik anlamına geliyor.
Berlin’de bulunan Nüfus ve Kalkınma Enstitüsü’nden Ruth Müller, nüfusun hızlı artışının kimi ekonomik sorunları da beraberinde getirdiğini vurguluyor: “Sahra Altı Afrikası’nda nüfusun ortalama yaşı çok genç. Gençlerin hepsi kısa bir süre içerisinde çalışma çağına geliyor. Bu yaklaşık olarak 15 yaşında başlıyor. Bazıları iyi bir meslek eğitimi alabilirken, bazıları da bu imkânlardan yoksun kalıyor. Ekonomik yapıların buna hazır olmaması da önemli bir sorun.”
Ancak uzmanlar, bu tür sorunların çözümünde doğum oranlarının düşmesi için politik araçlarla çabalanmasını, örneğin Çin’in tek çocuk politikası gibi politikaların uygulanmasını önermiyor. Zira bu şekilde bir süre sonra toplumun yaşlanması gibi bir sosyal sorunun doğabileceği vurgulanıyor. Uzmanlara göre, ilk etapta Afrika’da istenmeyen gebeliklerin önüne geçilmesi gerekiyor. Ekonomik durumun düzeldiği ülkelerde, zaten doğum oranlarının kendiliğinden düştüğüne dikkat çekiliyor.
Deutsche Welle Türkçe / Christian Ignatzi