Berrin ile birlikte eğitim ve sınav sistemi de çöktü9 sene ÖNCE
Berrin ile birlikte eğitim ve sınav sistemi de çöktüNasıl geçtiğini anlayamadığımız bir yazı daha geride bırakıyoruz. Kuşkusuz geçen yıl olduğu gibi bu yaza da damgasını vuran en önemli konu siyasetti ve yine bu açıdan Türkiye’yi ‘sıcak bir kış’ bekliyor.
Alpay’ın unutulmaz şarkısının herkesin gençliğinde özel bir anısı vardır. Bir yazı daha geride bırakarak Eylül ayına girdik. Eylül, yazın bitişi ve sonbaharın gelişini simgeler. Ayın ortasında okulların da açılmasıyla bu geçiş ‘resmiyet’ kazanır.
Açılışı bayram sonrasına ertelenen okullar bu yıl da yine sancılı başlayacak.. Dershanelerin önce kapatılma kararı sonra da okulların açılmasına çok az bir süre kala Anayasa Mahkemesi’nin düzenlemeyi iptal etmesi birçok öğrenci ve velinin kafasını karmakarışık etti. Özellikle YGS ve LYS’ye hazırlanan 12. sınıflar ile TEOG’a hazırlanan 8. Sınıf öğrencileri çok mağdur oldular.
Yine geçen yıl olduğu gibi ortaöğretimdeki TEOG sınavları sonrasında yaşanılan ‘yerleştirme’ karmaşası ne yazık ki bu yıl da yinelendi. Binlerce öğrenci ve aileleri ne yapacaklarını bilmiyorlar. Ne yazık ki eğitim kalitesi yükseleceğine düşüyor.
SEÇİME DOĞRU…
Kuşkusuz geçen yıl olduğu gibi bu yaza da damgasını vuran en önemli konu siyasetti. Geçen yaza Cumhurbaşkanlığı Seçimleri damgasını vurmuştu. Bu yaza ise 7 Haziran’da yapılan Genel Seçimler’de hiçbir partinin tek başına iktidar olacak çoğunluğu sağlayamaması ve koalisyon görüşmelerinden de sonuç çıkmayışı damgasını vurdu. Ve ne yazık ki 4 yıllık bir göreceli iç barış ortamından sonra 32 kişinin yaşamını yitirdiği Suruç katliamı ile birlikte yeniden başlayan terör olayları. Son 43 günde 178 kişi hayatını kaybetti.
Türkiye 7 Haziran Genel Seçimleri’nden 5 ay sonra, 1 Kasım Pazar günü yeniden erken genel seçime gidiyor. Yapılacak bu seçim, iki yıl içerisinde gerçekleştirilen dördüncü seçim olacak. Anket sonuçlarına bakılırsa, çok önemli bir değişiklik de beklenmiyor. Belki bazı partilerin oy oranlarında yüzde 1-2’lik değişiklikler olabilir. Büyük olasılıkla yine 4 partili bir Meclis olacak ve yine hiçbir parti tek başına iktidar olamayacak.
Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar kısa aralıkla bir erken seçime gidiliyor. 56 milyon seçmen yeniden oy kullanacak. Seçimlerde; adaylar, partiler ve devlet yine / yeniden yüklüce bir miktar para ve zaman harcayacak.
1 Kasım Pazar günü yapılacak olan erken seçimin, ekonomistlerin yaptıkları hesaplamalara göre, ekonomiye doğrudan ve dolaylı yollarla getirdiği yük 1,5 – 2 milyar lirayı bulacak.
Önümüzdeki iki ayda yine bol keseden toplu açılış ve temel atma törenlerine tanık olacağız. Üstelik bunlar yukarıdaki hesaba dahil değil!
Erken ya da tekrar seçim, adı her ne olursa olsun ekonomiyi olumsuz etkileyeceği ve bedelini yine yoksul halkın ödeyeceği kesin. Beş ay içerisinde yeniden ve sadece 2 ay gibi kısa bir sürede apar topar seçime gidilmesi ülkedeki gerilimi yükseltecek, siyasal tansiyonu ve toplumdaki ayrışmayı daha da artıracak. Üstelik Kasım’daki seçimden sonra yeni bir siyasi kaos olasılığı da var.
Terör ve iç güvenlik, dolayısıyla seçim güvenliği ve dış politika ile ülke güvenliği, bu sonbahar ve kışın en önemli ülke sorunları…
EYLÜL’DE GEL
Her şeye karşın hayat devam ediyor…
Yaşam elbette sadece siyasetten de ibaret değil. Ülkemizin kendine özgü toplumsal ve siyasal yapısı nedeniyle ne yazık ki siyaset gündemi kişisel yaşamımızın da başköşesine oturuyor.
Oysa yaşanılası daha insancıl alternatif bir hayat var önümüzde. Eylül, sonbaharın başlangıcı demiştik. Tıpkı ilkbahar da olduğu gibi sonbahar da aşkın ve romantizmin biraz da hüzünlerin mevsimidir. Hafiften serinlemeye başlayan havaların, dökülmeye başlayan yaprakların, yağmurlar ve rüzgarların insana özgü güzel duyguları canlandırmasını umuyorum.
‘Ağaçlar sevinçten başınıza konfeti gibi yaprak dökerken’, mevsimin tüm güzelliklerini ve aşkın coşkusunu doyasıya yaşamanız dileğiyle…