Pandemi iş yaşamını değiştirdi: ‘Evden çalışma’ kalıcı hale geliyor4 sene ÖNCE
Pandemi iş yaşamını değiştirdi: ‘Evden çalışma’ kalıcı hale geliyorFrankfurt Otomobil Fuarı’nda (IAA) otomotiv sektöründeki yeni teknoloji devrimleri sergileniyor. Geleceğin otomobili internet sayesinde sürücüsüz yol alabilecek. Şimdiki otomobil firmaları ise sadece kasasını ve motorunu üretecek, işin geri kalanını da Google ve Apple gibi teknoloji firmaları tamamlayacaklar.
“Baksana, dokunmadan da gidiyor!” Frankfurt'taki Uluslararası Otomobil Fuarı'nın bu yılki sloganı bu cümle olabilirdi. Ancak fuar organizatörleri, daha muhafazakâr olan “mobilite birleştirir” ifadesini tercih etti. Ancak mesaj yine de aynı. Bu yılki fuarın odağında otomatik sürüş var.
BMW yeni 7 serisinde uzaktan kontrollü park sistemini tanıtıyor. Söz konusu sistem bir anahtarla sürücülere direksiyonda kimse olmadan da araçlarını park edebilme imkânı sağlıyor. Google da Uluslararası Otomobil Fuarı'nda sürücüsüz otomobil programını tanıtıyor.
Alman bilgi teknolojileri derneği Bitkom'un 100 otomobil şirketinin yönetim kurulu başkanları arasında yaptığı ankete göre, katılımcıların üçte ikisi 2030'a kadar sürücüsüz araçların yaygınlaşmasını bekliyor.
Otomobil devrimi
Otomobiller yollarda mobil internet platformu şeklinde ilerlemeye devam ederken, fuar ziyaretçilerinin aklında ise şu soru var: Google ya da Apple gibi dijital teknoloji firmaları, geleneksel otomobil firmalarını geride bırakacak mı?
Otomobilin sürücüsüz ve tam otomatik olarak yol alacak olgunluğa erişmesi zaman alacak. Otomotivciler ve yüksek teknoloji şirketleri araştırma ve geliştirme çalışmalarına hız verdi. Kimi zaman tek başlarına kimi zaman da el ele vererek 21'inci yüzyılın otomobil devrimini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Frankfurt'taki 66'ıncı Uluslararası Otomobil Fuarı'nın (IAA) en çok konuşulan konusu da, çevresiyle iletişim kurabilen, hareket halindeki diğer araçlarla haberleşebilen ve kendiliğinden yol alabilen otomobiller.
Otomobil mi, akıllı telefon mu?
Google, Frankfurt Otomobil Fuarı'nda özel stant kurmamış. İnternet devi fuara katılan şirketler listesinde de yer almıyor. Google'nin mobil gelecek vizyonunu tanıtacağı haberi fuar öncesinde heyecan yarattı. Şirketin Almanya şubesi başkanı Philipp Justus fuardaki bur konferansta heyecanı yatıştırmaya çalışıp, “Google otomobil imal etmiyor ve etme niyeti de yok. Google otomotiv endüstrisiyle işbirliği yapacak” dedi. Amerikan internet devi akıllı telefonlarda kullanılan Android işletim sistemini otomobile entegre etmek üzere 35 markayla anlaştı.
Otomobilin dört tekerlekli akıllı telefona dönüşmesi otomotivciler için ne anlama geliyor? Onlar sadece otomobilin kasasını ve motorunu yapacak, işin geri kalanını da Google ve Apple mi tamamlayacak?
Almanya'nın önde gelen otomobilcilik uzmanlarından Duisburg-Essen Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Ferdinand Dudenhöfer Deutsche Welle'ye yeni bir teknoloji devriminin başlamak üzere olduğunu ve ‘bu kulvardaki yarışa geç katılanın hayat tarafından cezalandırılacağını' şu sözlerle anlattı:
“Bazı şirketler bu konuya odaklandı. Daimler yönetim kurulu başkanı Zetsche'nin ‘ortaklığa açığız' demesinden de anlaşılıyor. BMW yöneticileri Apple'nin patronu Tim Cook ile uzun görüşmeler yapıyorlar. Kanımca büyük bir devrimin eşiğindeyiz ve gelişmeye ayak uyduramayanı piyasa cezalandıracaktır. Buharlı lokomotif imal edenler de elektrikli lokomotifi anlayamadıkları için batmamışlar mıydı?”
Otomobil enformasyon teknolojisiyle buluşuyor
Otonom sürüş ve bağlantılı mobillik. Mercedes ve Audi bu trendi erken kavrayıp tüketici elektroniği fuarlarında sürücüsüz otomobillerini tanıttı. Bu prototipler şimdi Frankfurt'ta sergileniyor. Fuarın “Yeni Mobillik Dünyası” adlı pavyonu bu temaya ayrılmış. Audi'nin geliştirmeden sorumlu yönetim kurulu üyesi Ulrich Hackenberg, geleceğin otomobilinde aracın kendisinden ziyade sunduğu sayısal özelliklerinin mi öne çıkacağı, sorusunu şöyle yanıtladı:
“Google ya da Apple'nin Audi ile rekabeti söz konusu olamaz. Müşteri elektronik çözüm istediği için onlarla işbirliği yapıyoruz. Kısmen birlikte, kısmen de kendi yeteneklerimizle onlara rakip çıkarak çözüm üretiyoruz. Rekabetten korkulmamalı ama rakibe önem verilmeli.”
Otomobilin mucidi sayılan Daimler'in yönetim kurulu üyesi Thomas Weber de meydanın enformasyon teknolojisine yön veren şirketlere terk edilmemesi gerektiği görüşünde. Weber, Daimler gibi dev bir tröstün sanal teknoloji şirketlerine muhtaç olmadığını şöyle dile getiriyor:
“Rahatız ve kendimize güveniyoruz. Dijitalleşme ağırlıklı bir konu olduğu için rakiplerimizi ciddiye alıyoruz. Ama otomobil sadece bilgisayardan oluşmuyor. Konfor, tasarım, motor, mekanik özellikler ve dinamik gibi unsurlar yabana atılamaz. Bilgisayar ağlarına bağlanma ve otonom sürüş tamamlayıcı unsurlardır. Bu alanda iyi hazırlandığımız için geleceğe güvenle bakıyoruz.”
Akaryakıt yerine yeşil elektrik
Daimler ve BMW şirketlerinin otonom sürüşün olmazsa olmazı sayılan navigasyon sistemi için Nokia'ya 2,5 milyar Euro ödemesi de geleceğe yapılan bir yatırımdı. Geleceğin bireysel ulaşımında sadece iki nokta arasında yolculuk yapmak yeterli olmayacak. Dünyanın dev kentlerinde Uber filoları ve Google otomobilleri çok daha rahat hareket edebilecek. Bu piyasada tutunabilmek için yüz yıl önce otomotivciliğe başlamış olmak gerekmediğinin en çarpıcı örneği, Amerikan Tesla şirketi. 12 yıl önce elektrikli otomobilleriyle tanınmış markalar arasına giren Tesla'nın Almanya temsilcisi Jochen Rudert elektrikli hareketliliğin farklı anlayış da gerektirdiğini söylüyor. Rudert, “Elektrik motorunun yaygınlaşması için patentlerimizi bütün şirketlere açtık. Başka bir şirket motor, akü ya da hareket tertibatını geliştirmek için patentlerimizi çekinmeden kullanabilir. Elektrikli otomobillerin hızla yayılması için herkese yardım etmeye hazırız” diyor.
Google temsilcisi Justus'un “yeni düşünce, yeni aktörler, yeni teknolojiler”, demesi boşuna değil. Google otomobil yapmayacak ama geleceğin otomobillerine teknolojisini satacak.
Neden mi? Otomobiller üzerinden, internet çağının ödeme aracı sayılan paha biçilmez şahsi verileri toplayabilmek için.
Deutsche Welle / Henrik Böhme