Anons filmine bir büyük ödül daha6 sene ÖNCE
Anons filmine bir büyük ödül daha88. Oscar Ödülleri "Yabancı Film" dalında, Türk yönetmen Deniz Gamze Ergüven'in Fransa adına yarışan "Mustang" filmi ön finale kaldı.
Fransa'nın Oscar adayı olarak gösterdiği Türk filmi ‘Mustang’, ilk 9’a kaldı. Türkiye’nin “en iyi yabancı film” dalında Oscar adayı, Kaan Müjdeci’nin filmi “Sivas” ise ilk elemeyi geçemedi.
Ülkeler bu dalda verilecek Oscar ödülleri için aday gösterirken, aday gösterilen filmler önce 9’a, ardından 5’e düşürülüyor ve son 5 film, Oscar ödülü için yarışıyor.
Yaşamını Fransa’da sürdüren 37 yaşındaki Deniz Gamze Ergüven’in yönettiği; Elit İşcan, Tuğba Sunguroğlu, İlayda Akdoğan, Doğan Zeynep Doğuşlu ve Ayberk Pekcan’ın başrollerini paylaştığı film, ilk 5’e kalırsa, Ergüven kırmızı halıda yürüyüp Oscar ödüllerinin düzenlendiği salona giren ilk Türk olacak.
Bu yıl Amerikan Film Akademisi tarafından 88. kez verilecek Oscar ödülleri, 28 Şubat’ta yapılacak törenle sahiplerine sunulacak.
Beş kız kardeşin toplumsal baskıya karşı verdikleri özgürlük mücadelesi
Filme adını veren Mustang, Amerika’da yaşayan özgürlüğüne düşkün yabani bir at. Beş kız kardeşin özgürlük mücadelesi de bu metaforla anlatılıyor. Mustang, Deniz Gamze Ergüven’in uzun metrajlı ilk filmi.
Fransa, Türkiye ve Almanya ortak yapımı Mustang, Karadeniz’in bir sahil kasabasında geçiyor. Film, babaanne ve amcalarıyla yaşayan, ilk gençlik yılları dönemindeki öksüz ve yetim 5 kız kardeşin maruz kaldıkları toplumsal baskıya karşı kendi yöntemleriyle direnişlerini ve özgürlük arayışlarını masalsı bir tonla anlatıyor.
Ailelerini kaybettikten sonra amcaları ve babaanneleriyle beraber Kastamonu İnebolu’da yaşayan beş kız kardeşin, okulları yaz tatiline girdikten sonraki birkaç aylık süreçte hayatlarının nasıl değiştiği anlatılıyor. Başka bir anlatımla da, ataerkil toplumsal yapının içinde hayatta kalmaya çalışan kadınların var olma mücadelesinin öyküsü. Kadının Türk toplumundaki yerini ve kızların genç yaşta zorla evlendirilmesini konu alıyor.
Filmin başrollerini Güneş Nezihe Şensoy, Doğa Zeynep Doğuşlu, Elit İşcan, Tuğba Sunguroğlu, İlayda Akdoğan, Nihal Koldaş ve Ayberk Pekcan paylaştı.
Film, Ekim ayı sonunda Türkiye’de de ucuz komedi ve popüler kültür filmlerinden sıra gelebildiği kadarıyla çok az salonda kısa bir süre gösterime girdi. Böyle olunca da çoğu sinemasever tarafından izlenemedi.
Türkiye reddetti, Fransa aday gösterdi
Film Türkçe, yönetmen ve senarist Türk, oyuncular Türk, çekim mekanı Türkiye, konu Türkiye’deki toplumsal baskı olunca, herkesin ortak sorusu neden filmin Türkiye tarafından aday gösterilmediği oluyor.
Filmin senaristi ve yönetmeni Deniz Gamze Ergüven, VOA muhabiri Can Kamiloğlu’na yaptığı açıklamada bu konuya şöyle açıklama getiriyor:
Filmin Türkiye’deki ortak yapımcısının Türkiye’nin filmi Oscar’a aday göstermesi için başvurduğunu söylüyor, “Bir şekilde aday gösterilmesine burun kıvırmışlar’’ diye yanıtlayıp filmin Türkiye ile ilgili serüvenini şöyle anlatıyor: “Her şey çok hızlı gelişti, Türkiye’nin hayır dediği günün ertesi günü, Fransız yapımcı Fransa’da aday gösterilmesi için yasal başvuru yaptı. İlk noktadan itibaren biz filmi prodüksiyondan çıkarttığımız andan itibaren Fransa sarıldı filme. Ben Fransız Kültür Bakanlığına davet edildim, tamamen kucaklandı. Zaten Cannes Festivalinde Fransa’yı temsil etmiştim. Beni tamamen benimsediler hiç bir ayırım yapmadan. Ben onların gözünün önünde büyümüş bir yönetmenim, yapımcım Fransız.’’
HaberTürk’ten Mehmet Çalışkan’a verdiği bir mülakatta da şunları söyledi:
“‘Mustang’, Fransa-Almanya-Türkiye ortak yapımı bir film. Her ülke kendi aday adayını belirliyor. Filmimi Fransa’nın yaptığı gibi Türkiye de seçebilirdi. Her iki ülkeye de çok şey borçluyum. Sadece sinema konusunda Fransa bana La Fémis gibi olağanüstü bir sinema okulunda yönetmenlik eğitimi verdi ve ‘Mustang’e büyük destek oldu. ‘Mustang’i kendi aday adayı filmi olarak belirleyerek hem çok radikal, hem de çok modern bir seçim yaptı. Bunun beni çok duygulandıran bir onur olduğu kadar büyük bir mesuliyet olduğunu düşünüyorum. Fransa’nın bana verdiği güvene ve göreve layık olabilmek için elimden geleni yapacağım.”
Ödül rekoruna koşuyor
Türkiye-Fransa-Almanya ortak yapımı film Cannes’da ‘Europa Cinemas Label’ ödülünü, Odesa’da ‘Büyük Ödül’ü ve ‘En İyi Yönetmen’i, Saraybosna’da ‘En İyi Film’i ve filmin beş genç oyuncusuna birden verilen ‘En İyi Kadın’ı, Batum’da yine aynı beş oyuncunun paylaştığı ‘En İyi Kadın’ı kazandı.
Fransa'nın yabancı dilde Oscar adayı gösterdiği, Türkiyeli yönetmen Deniz Gamze Ergüven imzalı 'Mustang', Hollywood Yabancı Basın Birliği üyesi 90 gazeteci ve eleştirmenin belirlediği 2016 Altın Küre Ödülü’ne de aday gösterildi.
10. Roma Film Festivali’nde Özel Mansiyon Ödülü’ne layık görüldü.
28. Avrupa Film Ödülleri’nde Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) tarafından verilen ‘Keşif Ödülü’nün de sahibi oldu.
Yönetmen Ergüven, teşekkür konuşmasında “Sanatçılar, oyuncular, film yapımcıları olarak ifade özgürlüğüne ihtiyacımız var” diyerek, tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül’e selam gönderdi.
Avrupa Parlamentosu’nun her yıl verdiği “LUX” en iyi film ödülünü de bu yıl Deniz Gamze Ergüven aldı. Finale kalan 3 filmi arasından Mustang filmi 2015 yılı en iyi film ödülünü almaya hak kazandı. Ergüven ödülü Avrupa Parlamentosu başkanı Martin Schulz’un elinden aldı.
Time Dergisi ise Mustang’ı yılın en iyi filmleri listesinde altıncı sıraya koydu. New York Times, Deniz Gamze Ergüven ile röportaj yaparak ‘Mustang’ hakkında geniş bilgiye yer verdi.
‘Türkiye’de ırkçılığa varan düzeyde ötekileştirdiler ‘
Türkiye’de yaşananlar son derece üzmüş Ergüven’i. Sesi titreyerek anlatıyor: “Türkiye’de filmin geç vizyona girmesi bence tamamen distribütörün hatasıydı. Peş peşe kötü seçenekler devreye girdi ve Türkiye ile aramızda bir iletişim sorunu vardı. Filmin Fransız yapımcısı, Oscar’a böyle adaylığını olağanüstü bir şekilde yaptığı gibi Türkiye’de bir destek gibi bir şey olmadı maalesef. Yurtdışında başarılıyız, bir de Fransız Oscar adayıyız ve Türkiye’de o an vizyona girdik. Bu film neyin nesi, bir yabancı mı ne diye bizi kabullenmediler. Ömür boyu yaşamadığım bir şeyi yaşadım. Bir Türk olarak o kadar çok yurtdışında bulundum ama hiç bir zaman böyle ötekileştirilmedim. Beni Türkiye’de artık ırkçılığa varan bir düzeyde ötekileştirdiler. Bu kız bizden biri değil, şeklinde olağanüstü ötekileştirdiler. Bir yandan Atilla Dorsay gibi eleştirmenler, önemli gazeteciler, Ayşe Arman gibi, bir dolu insan da bizi çok destekledi. Yazdı, çok güzel şeyler yazdılar falan, öbür yandan da, Twitter üstünden saldırdılar, birkaç tane gazetede inanılmaz kötü şeyler yazıldı. Türkiye’de realizme hep aynı mesafede duruluyor. Bu film masal gibi, Türkiye’de Süpermen’i yadırgamıyoruz ama Mustang’i yadırgıyoruz.’’
Mustang filminin yönetmeni ve senaristi Deniz Gamze Ergüven ile yapılan röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz.