Yeni medyanın yüz karası sahte haber sitelerine karşı Google algoritmasını, Facebook ise şirket politikasını değiştiriyor

KAMİL ERYAZAR Google, sahte haber sitelerinin reklam almalarını engellemek için algoritmasını değiştirmeye hazırlanırken, Facebook da içerik politikasında değişiklik yaparak, yalan haber içeren sayfaları reklam ağından çıkaracağını duyurdu. Sahte (aspar...

Yeni medyanın yüz karası sahte haber sitelerine karşı Google algoritmasını, Facebook ise şirket politikasını değiştiriyor (18 Kasım 2016)

KAMİL ERYAZAR

Google, sahte haber sitelerinin reklam almalarını engellemek için algoritmasını değiştirmeye hazırlanırken, Facebook da içerik politikasında değişiklik yaparak, yalan haber içeren sayfaları reklam ağından çıkaracağını duyurdu.

Sahte (asparagas) ya da ‘eğlenceli’ haberler yapmak kitlesel iletişim tarihinde yeni bir şey değil. Ancak sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, gerçek ve kurgusal haberler ayırt edilmesi zor bir şekilde sunulmaya başladı. Esas zorluk ve risk de zaten burada başlıyor. Gerçek haber ajanslarını, gazeteleri, televizyon ve haber sitelerini kasıtlı olarak taklit eden, hatta hiciv ve doğru –  yanlış bilgiler arasındaki ince çizgiyi takip eden yüzlerce sahte haber sitesi var. İşin en traji-komik yanı da, bazen gerçek haber organlarının da buralarda yayınlanan yalan – komik bilgileri alıp haber diye kendi sayfalarında yayınlamaları oluyor.

İnternetin yaygınlaşıp, sosyal medya kullanımının da artmasıyla, tüm dünyada haberler artık dijital ortamda takip edilmeye başlayınca ‘sahte haber siteleri’ de hızla çoğaldı. Bunların bir kısmı manipülasyon işlevli olsa da büyük bölümü küresel dev bir pazar haline gelen dijital medyadaki reklam gelirlerinden pay alabilmek amacıyla kuruluyor. En önemli hedef de elbette Google ve Facebook reklamları.

Diğer bir yandan, ‘sahte haberler’ editoryal içerikler dışında Google Adwords – Adsense ve Facebook gibi sosyal ağlarda reklam şeklinde de yayılabiliyor.

Ancak son olarak, ABD’deki başkanlık seçimlerinde bu durum öyle sakıncalı ve riskli bir boyuta ulaştı ki, internet teknolojisi ve sosyal medya devleri Google ile Facebook’u ivedi birtakım önlemler almak zorunda bıraktı.

Facebook, Trump’ı mı destekledi?

8 Kasım'da Hillary Clinton ile Donald Trump arasında geçen başkanlık yarışı, sadece meydanlarda değil sosyal medyada da büyük yankı uyandırmıştı.

Trump'ın seçimi kazanmasının ardından Facebook, Clinton aleyhine yayınlanan sahte haberler ve bu haberlerin "Trendler" uygulamasında yer alması nedeniyle Trump'ı desteklemekle suçlanmıştı.

Facebook CEO’su Mark Zuckerberg, ABD seçimlerinin ardından ‘seçimleri etkileyen asılsız haberlerin’ Facebook’ta yer alması üzerine ‘seçmenleri manipüle etmekle ve Trump’ı desteklemekle’ suçlanmış, bunun üzerine yaptığı açıklamada ise iddiaları ‘çılgınca’ olarak nitelemişti.

“ABD Başkanlık seçim sonuçları için hatalı tasarlanmış algoritmalar suçlanabilir mi?” Donald Trump’ın seçilmesinin ardından yaşanan şok dalgası sırasında Facebook kendini bu soru ile savunmuştu.

Bir yazılımcı ise birkaç gün önce geliştirdiği basit bir Chrome eklentisi ile sahte haberlerin saptanabileceğini göstererek, Zuckerberg’in “yalan haberleri ayırt etmek çok da mümkün değil” savının doğru olmadığını savunmuştu.

Zuckerberg, yalan haberlerle savaşlarının sürdüğünü açıkladı

Kurucu CEO’su Mark Zuckerberg, kişisel sayfasında Facebook'un yalan haberlerle mücadelesindeki yeni stratejisi ve vizyonunu açıkladı.

Önemli ilerleme kaydettiklerini, ancak yapılması gereken daha çok iş olduğunu söyleyen Zuckerberg geçmişte, kendilerine neyin sahte olduğunu anlamamıza yardım etmeleri konusunda Facebook topluluğuna güvendiklerini ve bunun için bildirimlere dayalı bir sistemleri olduğunu, birçok sitenin ellerindeki sistemlerle Newsfeed’e düşürülmeyerek cezalandırıldığını iletti.

Önümüzdeki dönemde Facebook’un sahte haberlerle mücadele stratejisini ise şöyle açıkladı:  Daha güçlü bir algılama sistemi, sahte hikayelerin daha kolay ihbar edilmesi, üçüncü partilerin doğrulaması, sahte haber uyarılarının güçlendirilmesi, ilgili makaleler kısmında çıtayı yükseltmek, yeni reklam politikasıyla sahte haber ekonomisini çökertmek ve haber profesyonelleriyle işbirliği.

Google, hızlı bir şekilde içerik politikasında değişikliğe gitti

Facebook Kurucusu Mark Zuckerberg’in algoritma eleştirileri karşısında kendini ve platformunu savunmada gösterdiği düşük performansın aksine, Google eleştirilere kayıtsız kalamayarak içerik politikalarında hızlı bir değişikliğe gitti. Pazartesi günü yapılan açıklamaya göre, Google artık ‘gerçeği manipüle eden, yanlış aktaran ya da saklayan’ mecraları Google reklam ağında barındırmayacak. En büyük rakibinin bu hamlesi karşısında çaresiz kalan Facebook da benzer bir karar alarak, ‘yanıltıcı, illegal ve insanları kandırmaya çalışan’ haber sitelerini Facebook içerik ağının dışında bırakacağını açıkladı.

İçerik sunucularının sorumluluğu

Google sözcüsü Andrea Faville Reuters'e yaptığı açıklamada, arama motoru algoritması ve reklam politikası değişikliğinin çok yakında uygulamaya konulacağını söyleyerek, gerçek dışı haber yapan ve yayan, kaynağını gizleyen sitelerde reklam sunumunun kısıtlanacağını belirtti.

Google'ın AdSense reklamcılık ağı, birçok internet yayıncısı için en önemli finansal kaynağı oluşturuyor.

Google’ın politika değişikliği, teknoloji şirketlerinin içeriğin doğruluğunu kontrol etmek için ne kadar sorumlulukları olduğu üzerine giderek yoğunlaşan bir tartışma sürecinin üzerine denk geldi.

Çünkü giderek daha fazla insan geleneksel medya şirketleri yerine Facebook gibi siteler aracılığıyla haberlere erişiyor. Yapılan son araştırmalarda artık çoğu kişi için ana haber kaynağının sosyal medya olduğu görülüyor.

Google News’in seçim sonuçlarını yanlış göstermesi süreci hızlandırdı

Konuyla ilgili tartışmalar, 70news isimli asparagas haber içerikleri üreten bir sitede yayınlanan, ‘Trump oyların çoğunu aldı’ haberinin yanlış olmasına karşın Google Haberler sekmesinde yer alması üzerine başlamıştı. Bilindiği üzere, Trump başkanlık için yeterli delegeyi çıkarmış olsa da, toplam oy sayısında Hillary Clinton sandıklardan birinci çıkmıştı. Oysa Google algoritması, ilgili 70news.com haberini ‘nihai seçim sonuçları’ aramasında en üst sırada göstererek, bu yalan haberin çok hızlı bir şekilde yayılmasına neden oldu.

Benzer şekilde, Facebook da kullanıcılarını sadece kendi beğendikleri içeriklere benzer içerikler göstermek suretiyle bir ‘yankı odası’ içine hapsettiği, yani farklı görüşlere erişmelerine izin vermediği ve Google ile birlikte dezenformasyonun yayılmasına neden olduğu için eleştirilmişti. Her ne kadar, Zuckerberg, “Facebook içeriğinin yüzde 99’u gerçeğe dayalı ve kalan yüzde 1’lik bölüm de tümüyle yalan değil” gibi bir açıklama yaparak, Facebook’un seçim sonuçları üzerinde bir etkisi olmadığını iddia etse de, eleştirenleri ikna edememişti.

Facebook ve Google’ın politik haber içeriğinin yayılımını belirlemedeki gücü göz önünde bulundurulduğunda, bu platformların içerik algoritmalarının şeffaflaşması taleplerinin daha da artacağı öngörülebilir.