Pandemi iş yaşamını değiştirdi: ‘Evden çalışma’ kalıcı hale geliyor4 sene ÖNCE
Pandemi iş yaşamını değiştirdi: ‘Evden çalışma’ kalıcı hale geliyorKAMİL ERYAZAR
Yüzyılın salgın hastalığı koronavirüs pandemisinde dünyada milyonlarca insan işsiz kalırken, başta teknoloji şirketlerinin patronları olmak üzere milyarderler servetlerini katlayarak daha da zenginleştiler. Koronavirüs salgını döneminde dünyadaki milyarderlerin serveti yüzde 27,5 artış göstererek 10,2 trilyon dolara ulaştı. Serveti en fazla artan 76 milyar dolarla Tesla’nın kurucusu Elon Musk olurken, ikinci kişi ise 34,6 milyar dolarla Amazon’un Kurucusu Jeff Bezos oldu.
Çin’in Vuhan kentinde Aralık ayı sonunda ortaya çıkan ve bütün dünyaya yayılan koronavirüs salgını birçok ülkede etkisini göstermeye devam ediyor. Avrupa ve Amerika’da ‘ikinci dalga’nın başladığı endişesi yaşanıyor.
Dünyada koronavirüs vaka sayısı 40 milyonu geçti. Koronavirüsün neden olduğu Covid-19 hastalığı sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı da 21 Ekim 2020 itibarıyla 1 milyon 128 bini aştı.
Salgınla birlikte gelen ekonomik ve toplumsal kısıtlamalardan bütün ülkelerde milyonlarca insan olumsuz etkilendi. Başta turizm, eğlence, hizmetler olmak üzere sektörlerde yaşanılan daralmalar sonucu birçok şirket kapandı. Kapanmayıp ayakta kalanlar ise küçülmeye gittiler, çalışanlarını azalttılar. Milyonlarca insan işsiz kaldı.
Şirketlerin hisse senetlerinin alınıp satıldığı borsalarda büyük düşüşler yaşandı. Bu durum emeklilik fonlarının değerini ve bireysel tasarruf hesaplarını da olumsuz etkiledi.
Salgının etkisi seyahat sektöründe ağır yaşandı. Havayolları uçuş sayıları azalttı, müşteriler iş seyahatlerini ve tatillerini iptal etti. Birçok ülke salgının yayılmasını önlemek amacıyla seyahat sınırlaması getirdi.
Covid-19 nedeniyle uygulanan kısıtlamalar perakende satışların ve gerçek mağaza trafiğinin görülmemiş düzeylerde düşüşüne neden oldu.
İŞSİZLİK ORANI ARTTI
Koronavirüs salgınına karşı uygulanan kısıtlamalar nedeniyle çok sayıda kişi işini kaybetti ya da gelirlerinde büyük bir düşüş oldu. Gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere birçok ülkede işsizlik oranları arttı.
IMF verilerine göre, ABD’de işsizlik oranı yüzde 10,5’e dayandı. Bu, dünyanın en büyük ekonomilerinden birinde onlarca yıldır süren istihdam artışının da sonu oldu.
Ayrıca başta salgından en çok etkilenen turizm ve hizmetler sektöründe olmak üzere milyonlarca işçi, isithdam kaybını önlemek üzere hükümetlerin uyguladığı kısa çalışma ödeneği gibi uygulamalardan yararlansalar da, bu sembolik ücret yardımları pandemiden önceki gelirlerinin çok altında kaldı.
ÇOĞU ÜLKE RESESYONUN EŞİĞİNE GELDİ
IMF 2020’de küresel ekonomide yüzde 3 daralma öngörüyordu. Bunun 1930’lardaki Büyük Buhran’dan beri en yüksek daralma olacağı belirtiliyordu.
Ancak koronavirüs salgını “benzersiz bir kriz” olarak tanımlanırken, 2020’nin ikinci yarısında salgının etkisini azaltması halinde, gelecek yıl için yüzde 5,8 oranında küresel büyüme bekleniyordu. Bunun özellikle Hindistan ve Çin gibi ülkelerdeki ekonomik büyüme sayesinde olması da öngörülüyordu.
İngiltere, İtalya gibi hizmet sektörünün ağırlıklı olduğu ve salgından yoğun etkilenen büyük ülkelerde ise ekonomik iyileşmenin daha yavaş olması bekleniyordu.
Başlayan ‘ikinci dalga’ endişesi ile birlikte bu kısmen iyimser tahminler de geçerliliğini yitirmeye başladı.
KORONAVİRÜS SALGININDA ZENGİNLERİN TASARRUFLARI, YOKSULLARIN BORÇLARI BÜYÜDÜ!
BBC’de yer alan habere göre, İngiltere’de yapılan bir araştırma, koronavirüs önlemleri nedeniyle seyahat ve eğlence masrafları azalan yüksek gelir grubundakilerin tasarrufları artarken, yoksulların birikimleri eridiğini ve borçlarının da büyüdüğünü ortaya koydu.
Araştırmayı yapan Resolution Foundation adlı düşünce kuruluşuna göre, düşük gelir gruplarına mensup hanelerin kriz döneminde borçlanma ihtimali yüksek gelir gruplarına göre iki misli arttı.
Resolution Foundation iktisatçılarından George Bangham “Koronavirüs öncesinde ülkede servetleri artan ve azalan haneler arasında var olan uçurum, krizle birlikte açığa çıktı. Yüksek gelir sahibi haneler tasarruflarını artırırken, düşük gelir sahibi hanelerin çoğu tasarruflarını kullandı ve yüksek faizle borçlanmak zorunda kaldı” diyor.
Daha genel olarak ve daha uzun vadede gelir dağılımı verilerinin de incelendiği araştırmaya göre, Birleşik Krallık çapında zengin ve yoksullar arasındaki uçurum da büyüdü.
EN ÇOK GENÇLER ETKİLENDİ
Covid-19 nedeniyle işini kaybeden ya da geliri azalanlar daha çok gençler oldu.
Salgının patlak vermesini izleyen üç ayı aşkın zaman içerisinde İngiltere’de 18 ile 24 yaşları arasındaki her üç kişiden biri işinden oldu ya da gelir kaybetti.
Araştırma, genç işçilerin krizin etkisiyle yıllarca gelir kaybı yaşayabileceğini, ileri yaşlardaki çalışanların ise istemedikleri halde emekliye ayrılmaya zorlanabileceğini ortaya koydu.
Geçen yıl Fiscal Studies adlı başka bir düşünce kuruluşu, büyüyen gelir, sağlık hizmeti ve fırsat eşitsizliği üzerine bir araştırma yapmış ve derinleşen uçurumların demokrasiye duyulan güveni sarstığını kaydetmişti.
Araştırma, bu durumun zenginler arasında aşırı gelir artışlarına, yoksullar arasında ise umutsuzluk ve çaresizliğin neden olduğu intihar, uyuşturucu ölümleri gibi vakalarda artışlara yol açabileceği uyarısında da bulunmuştu.
ABD’Lİ MİLYARDERLERİN SERVETİ KORONAVİRÜS SÜRECİNDE 434 MİLYAR DOLAR ARTTI
ABD’de pandeminin başlangıcı olan Mart ve Mayıs ayları arasında 40 milyonu aşkın kişi koronavirüs nedeniyle işsiz kalırken, milyarderler servetlerine servet kattı. ATF’nin yayımladığı verilere göre, ülkedeki milyarderlerin toplam serveti 2 ayda 434,5 milyar dolarlık artışla 3 trilyon 382 milyon dolara ulaştı. Servetini en fazla arttıran kişi 76 milyar dolarla Tesla’nın kurucusu Elon Musk olurken, ikinci kişi ise 34,6 milyar dolarla Amazon’un Kurucusu Jeff Bezos oldu.
Koronavirüs salgını nedeniyle ABD’de Ekim ayı itibarıyla 50 milyona yakın kişi işini, 222 bin kişi ise hayatını kaybederken zenginlerin önemli bir bölümü virüse rağmen zenginleşmeye devam ediyor.
Bağımsız düşünce kuruluşu Vergi Adaletinden Yana Amerikalılar’ın (ATF) yayımladığı ‘İki krizin hikayesi: Milyarderler kazanırken salgının acısını çalışanlar hissediyor’ başlık rapora göre, ülkede koronavirüs kısıtlamalarının başladığı 18 Mart ile 19 Mayıs arasında milyarderlerin toplam servetinde 434.5 milyar dolarlık artış yaşandı.
Böylece 600’ü aşkın ABD’li milyarderin toplam serveti 3 trilyon 382 milyon dolara ulaştı. Bu servetlerini sadece 2 ayda koronavirüse karşın yüzde 15 artırdıkları anlamına geliyor.
Raporda görüşlerine yer verilen ATF Direktörü Frank Clemente “Salgın ABD’de artan gelir uçurumunun ölümcül sonuçlarını ortaya serdi. Milyarderler de bu ekonomik adaletsizliğin parlayan sembolleri” ifadelerini kullandı.
JEFF BEZOS’UN EVİNİN ÖNÜNDE GİYOTİNLİ PROTESTO
Amazon’un kurucusu ve CEO’su Jeff Bezos servetini 200 milyar dolara çıkarırken, çalışanlarının tepkisiyle karşı karşıya kaldı. Eski Amazon çalışanı Chris Smalls’ın öncülük ettiği yaklaşık 100 kişi, Bezos’un Washington’daki evinin önünde toplandı. Düşük maaşı protesto eden grup, Bezos’un evinin önüne giyotin kurdu ve Amazon çalışanları için saatlik asgari 30 dolar ücret talep etti. Smalls, “Bu adam saniyede 4 bin dolar kazanırken 30 dolarlık asgari ücreti hak etmediğimize dair bir neden söyleyin” ifadelerini kullandı.
Smalls, yeterli ücret almadan uzun saatler çalıştığını ve yeni tip korona virüs (Covid-19) hastası çalışanların işe geldiğini öne sürdü. Mart ayının sonlarında benzer protesto gerçekleştiren Smalls, bir süre sonra Amazon’dan kovulduğunu hatırlattı. “Daha yeni başlıyoruz” diyen Smalls, “Hepimiz Bezos’un ülke genelinde sahip olduğu her yere gideceğiz işçilerin talepleri karşılanana kadar mağazaları durduracağız” ifadelerini kullandı.
Bezos’u işçilere kötü davranmakla suçlayan protestocular da, “Alamazsak, kapatırız” şeklinde slogan attı.
MİLYARDERLERİN SERVETİ YÜZDE 27 ARTIŞLA 10 TRİLYON DOLARI AŞTI
Koronavirüs salgını döneminde dünyadaki milyarderlerin serveti yüzde 27,5 artış göstererek 10,2 trilyon dolara ulaştı.
İsviçre bankası UBS’in hazırladığı rapora göre, 2017 sonunda 8,9 trilyon dolar ile zirveye ulaşan bu servet, 2020’de Nisan – Temmuz arası dönemde 10,2 trilyon dolar ile yeni zirveye ulaştı.
2017’de 2158 olan milyarder sayısı ise 2189’a ulaştı.
En büyük servet artışı ise teknoloji, sağlık ve sanayide oldu. Bu sektörlerdeki milyarderlerin serveti yüzde 36 – 44 arası artış kaydetti.
UBS küresel aile ofisi başkanı Josef Stadler, süper zenginlerin krizden yararlandığını, dünyada hisse senetleri piyasaları çökerken daha fazla şirket hisseleri satın alma “cesareti gösterdiklerini” kaydetti.
Bu piyasalar toparlanmaya başlayıp kayıpları telafi ederken, milyarderlerin sahip olduğu teknoloji şirketlerinin hisseleri de büyük artış gösterdi.
Stadler, milyarderlerin “risk iştahı” olduğunu ve servetlerinin bir kısmını bu alanlara yatırıp risk almakta sorun görmediğini belirtti.
‘KAPİTALİZMİN GEREKTİĞİ ŞEKİLDE İŞLEMEDİĞİNİN GÖSTERGESİ’
Şirket yöneticilerine ödenen yüksek ücretlerle ilgili çalışmalarıyla bilinen High Pay Centre adlı düşünce kuruluşunun yöneticisi Luke Hilyard, “Aşırı servet yoğunlaşması ahlaki açıdan çirkin bir olgu, ama bunun ekonomik ve sosyal açıdan da yıkıcı etkileri var” dedi.
Hilyard, “Süper zenginlerin daha da zenginleştiğini gösteren UBS raporu, kapitalizmin gerektiği şekilde işlemediğinin göstergesi” diye konuştu.
Stadler da dünya çapında yüz milyonlarca insanın sıkıntı çektiği bir dönemde milyarderlerin servetinin bu kadar artmasının halkta öfkeye yol açabileceğini söyledi.
Stadler daha önce de zenginlerle yoksullar arasındaki bu devasa eşitsizliğin küresel isyan tehlikesi barındırdığı uyarısında bulunmuştu.
SERVETİ EN FAZLA ARTAN MİLYARDER ELON MUSK
UBS raporu, milyarderlerin servet sıralamasına yer vermedi. Ancak dünyanın en zengin kişisi, Amazon’un kurucusu ve CEO’su Jeff Bezos’un servetinin 189 milyar dolara ulaştığı biliniyor.
Bloomberg’in milyarderler endeksine göre, Bezos’un serveti bu yıl içinde 74 milyar dolar artış gösterdi.
Elektrikli araba şirketi Tesla’nın kurucusu Elon Musk ise bu yıl içinde 76 milyar dolar ile en fazla servet artışına sahip olan milyarder oldu. Musk’ın serveti 103 milyar dolara yükseldi.
Milyarderler listesinde, kozmetik şirketi sahibi Kylie Jenner’ın da dahil olduğu az sayıda kadın yer alıyor.
UBS, 209 milyarderin, Mart-Haziran döneminde Covid-19 ve ekonomik etkileriyle mücadele amacıyla 7,2 milyar dolar bağış sözü verdiğini bildirdi.
ABD’NİN EN ZENGİN 12 KİŞİSİNİN SERVETİ KORONAVİRÜS SALGINI DÖNEMİNDE 1 TRİLYON DOLARI GEÇTİ
ABD’nin en zengin 12 kişisinin serveti, koronavirüs salgını döneminde 1 trilyon doları aştı. Bu, yaklaşık yüzde 40’lık bir artışa tekabül ediyor.
12 zengin salgın sırasında servetlerine toplam 283 milyar dolar kattı.
Politika Çalışmaları Merkezi (IPS) adlı düşünce kuruluşunun Forbes ve Bloomberg’in verilerini temel alarak hazırladığı rapora göre, ABD’de koronavirüs salgınında hane halkı geliri yüzde 5,6 oranında düştü.
Bunun 1950’lerden beri kaydedilen en büyük düşüş olduğu kaydediliyor.
Rapora göre Amerikalıların yarısından fazlası bu yıl gelir kaybına uğradı.
ELON MUSK SERVETİNİ ÜÇE KATLADI
Amazon CEO’su Jeff Bezos’un serveti Mart’tan bu yana 76,5 milyar dolar arttı.
Tesla ve SpaceX’in kurucusu Elon Musk, 18 Mart ile 13 Ağustos tarihleri arasında servetini yüzde 197 artırdı.
Musk’ın serveti 24,6 milyar dolardan 73,1 milyar dolara çıktı.
PANDEMİDE MİLYARDERLERİN SERVET ARTIŞLARI
● Jeff Bezos +$81,000,000,000
● Elon Musk +$60,000,000,000
● Mark Zuckerberg +$41,000,000,000
● Daniel Gilbert +$38,000,000,000
●Bill Gates +$15,000,000,000
● Charles Koch +$6,000,000,000
SEKİZİ TEKNOLOJİ ŞİRKETİ SAHİBİ OLAN ZENGİNLER LİSTESİ
● Jeff Bezos (Amazon) 189 milyar dolar
● Bill Gates (Microsoft) 114 milyar dolar
● Mark Zuckerberg (Facebook) 95,5 milyar dolar
● Warren Buffet (Berkshire Hathaway) 80 milyar dolar
● Elon Musk (Tesla ve SpaceX) 73,1 milyar dolar
● Steve Ballmer (Eski Microsoft CEO’su) 71 milyar dolar
● Larry Ellison (Oracle) 70,9 milyar dolar
● Larry Page (Google) 67,4 milyar dolar
●Sergey Brin (Google) 65,6 milyar dolar
●Alice Walton (Walmart) 62,5 milyar dolar
● Rob Walton (Walmart) 62 milyar dolar
YORUM: Dünyada her ülkede “V” değil “K” şeklinde ekonomik iyileşme yaşandığı ortaya çıktı. K’nın üstü finansal piyasalar ve zenginler daha zenginleşirken K’nın altı reel ekonomi ve fakir/mavi yaka daha da fakirleşiyor ama toplam büyüme bu hazin sonucu maskeliyor.
PANDEMİ BİREYSEL VE TOPLUMSAL YOKSULLUĞU ARTIRDI
Bireyler arasında yaşanılan bu gelir adaletsizliği uçurumu ülkeler arasında da geçerli oluyor.
Zengin devletler zengin olmaya devam ederken, fakir ülkeler fakir kalıyor. Dünya genelindeki yoksulluk günden güne artıyor. Nüfus düzenli bir şekilde artmaya devam ederken, enerji ve gıda kaynakları tükenmek üzere. Öte yandan çevresel ve doğal afetler, hastalık ve salgınlar önce fakirleri etkiliyor.
Koronavirüsün kısa vadeli ekonomik etkisi, hane halkı gelirinde ya da tüketiminde bir daralmaya neden oldu. Küresel yoksulluk oranı 1990’dan bu yana ilk kez artacak.
Yoksulluk sınırı ölçüsüne bağlı olarak, bu artış, yoksulluğun azaltılması ve ortadan kaldırılması konusunda dünya çapında kaydedilen ilerlemenin gerilemesini temsil ediyor. Bazı bölgelerdeki olumsuz etkiler, 30 yıl önce kaydedilenlerle karşılaştırılabilir yoksulluk seviyelerine yol açabilir. Gelir veya tüketimde olası yüzde 20’lik bir daralmanın neden olduğu daha az bir iyimser beklentiye göre yoksulluk içinde yaşayan insanların sayısı 2018’deki son resmi rakamlara kıyasla 420 ila 580 milyon artabilir.
Salgın, küresel gıda sisteminin kırılganlığını ortaya çıkardı. Sınırların kapatılması, ticaret kısıtlamaları ve izolasyon önlemleri, çiftçilerin ürünlerini satmak için pazarlara erişmesinin engellenmesi; yerel ve uluslararası gıda tedarik zincirini kırıp ve sağlıklı, güvenli ve çeşitli gıda sistemlerine erişimi sınırlandırdı.
Bir çalışan işini kaybettiğinde, hastalandığında veya öldüğünde, milyonlarca kadın ve erkeğin gıda ve beslenme güvenliği tehdit altına girer. Yoksulluğu azaltma alanında çalışan uluslararası kuruluşların birkaç gün önce yaptığı açıklamaya göre, koronavirüs salgını geçim kaynaklarını da tehlikeye attı.
Virüs salgını nedeniyle milyonlarca şirket varoluşsal bir tehditle karşı karşıya kaldı. Uluslararası kuruluşlara göre, 3,3 milyar kişilik küresel işgücünün neredeyse yarısı geçim kaynaklarını kaybetme tehdidine maruz kaldı. Özellikle de ‘yasadışı’ bir şekilde çalışanlar… Çoğunluğu sosyal koruma ve sağlık hizmetlerine erişimden yoksun durumda. Günlük çalışanların, çoğu için gelirin olmaması yemek olmaması anlamına gelir.
Dünya Bankası raporlarına göre, küresel ekonominin durgunluğa girmesiyle 1998’den bu yana ilk kez yoksulluk oranlarının artması bekleniyor ve dünya genelinde kişi başına düşen GSYİH’da keskin bir düşüşe tanık olacak.
Son raporlar, 2030 yılına kadar dünyadaki aşırı yoksulların üçte ikisinin kırılgan ve çatışmalardan etkilenen ekonomilere sahip ülkelerde yaşayabileceğini gösteriyor. Bu, yoğun önlem alınmadıkça küresel yoksulluğu azaltma hedeflerinin karşılanmayacağını açıkça ortaya koymakta.
ABD’DE HAYATTA KALMA MÜCADELESİ: 180 MİLYON KİŞİ ELEKTRİK, SU ve DİĞER FATURALARINI ÖDEYEMEDİĞİ İÇİN TEMEL İNSANİ GEREKSİNMELERİNDEN MAHRUM KALMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA…
Koronavirüs salgını sonrası ABD’de işsizlik ve yoksulluk artarken, birçok eyalette ödenemeyen faturalar nedeniyle kesinti yaşanmaması için bu konuda yasaklama kararı alınmıştı. Ancak şimdi, yalnızca 21 eyalet ve Columbia Bölgesi hâlâ bu tür bağlantı kesme yasağına sahip. Söz konusu uygulamanın kalkmasıyla beraber 179 milyon ABD yurttaşı elektrik, su ve diğer hizmetlerde kesinti riskiyle baş başa bırakılmış durumda.
Bu koşullarda Earthjustice adlı sivil toplum kuruluşuna göre sadece Florida eyaletinde 1,25 milyon kişi elektrik faturasını ödeyemedikleri için kesintilerle yüz yüze kalacak. Florida Kamu Hizmetleri Komisyonu’na göre tüm eyalet çapında fatura ödeyemedikleri için elektrik ve diğer hizmetlerde olan kesintilerden 7,5 milyon kişi etkilenecek.
Ülke çapında da bu süreçte çok büyük miktarda ödenmemiş faturalar birikmiş durumda. Yaklaşık iki düzine eyaletin düzenleyici dosyalarına dayanarak Perşembe günü Washington Post’un aktardığı National Energy Assistance Directors’ Association (NEADA) verilerine göre, elektrik ve gaz borçları yıl sonunda 24,3 milyar dolara ulaşma veya aşma tehlikesi taşıyor.
Türkiye’de kesintiler geçici süreyle dondurulmuş ancak faturalar işlenmeye devam etmişti. Kesinti ertelemesiyse Haziran ayında sonlanmıştı.
BİLL GATES: ‘SALGIN İYİLEŞMEDEN ÖNCE DAHA DA KÖTÜYE GİDECEK’
Dünyanın en zengin ikinci insanı ve teknoloji devi Microsoft’un kurucusu Bill Gates, GeekWire Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Bu yılın sonu ve en azından 2021 yılının başına kadar, salgın tehdit olmaya devam edecek ve durum daha da kötüye gidecek.” dedi. Gates, “Sonbahar mevsimiyle birlikte birden fazla kişinin kapalı ortamlarda bir araya gelmesi ilerleyen dönemlerde hastalanan kişi sayısının artmasına neden olacak ve daha fazla kayıp bekleyebiliriz.” diye ekledi.
TÜRKİYE’DE DE DURUM AYNI: KORONA’DA ZENGİNİN SERVETİ YOKSULUN BORCU BÜYÜDÜ, İŞSİZLİK KORKUSU ARTTI. VATANDAŞ İŞSİZLİKLE HASTALANMA RİSKİ ARASINDA SIKIŞTI KALDI
Salgın nedeniyle zorlu bir kış dönemine hazırlanan vatandaşlar, ikinci bir kapanma dönemi beklenmese de ekonomik krizin yarattığı endişe ile hastalanma korkusu arasına sıkıştı. Toplumsal eşitsizliklerin derinleştiğine dair araştırmaların da ortaya konulduğu bu dönemde, her 10 kişiden 4’ü, salgın nedeni ile toplumsal sınıflar arasındaki eşitsizliğin arttığını düşünüyor.
Toplumun yüzde 59’u kendilerini daha kötü günlerin beklediği kanısında. Ekonomiye dair endişeler de yükselirken insanlar, işsiz kalmak ile hastalanma riski arasında sıkışmış durumda.
EŞİTSİZLİKLER DERİNLEŞTİ
Sözcü gazetesinde yer alan habere göre, araştırma şirketi Ipsos tarafından gerçekleştirilen ve koronavirüs salgınının toplumda yarattığı değişimleri ortaya koyan araştırma sonuçları, toplumdaki kötümser havanın arttığına işaret ediyor. Temmuz ayında vatandaşların yüzde 54’ü daha zor günlerin beklendiğini açıklarken, bu oran ekim ayında yüzde 59’a yükselmiş durumda.
Toplumun yüzde 22’si ise zor günlerin geride kaldığını düşünüyor. Ipsos Türkiye CEO’su Sidar Gedik, vatandaşın salgın ile mücadele ederken hayati tehlike ile işsizlik tehlikesi arasında sıkışmış hissettiğine işaret ederek, “İşsiz kalmaktan, hayat pahalılığından, faturalarımızı ödeyemez hale düşmekten endişeliyiz” dedi.
FATURA KORKUSU
Toplumun bir diğer büyük endişesi ise ekonomi… Özellikle toplumda ekonomiye dair endişe seviyesi yüksek. Alt ve orta sınıfta bu endişeler üst sosyoekonomik sınıfa kıyasla daha yüksek. Çalışanlar arasında işsiz kalmaktan endişe duyanların oranı alt sosyoekonomik sınıfta yüzde 94’e ulaşırken, üst sosyoekonomik sınıfta yüzde 70. Ay sonunda faturaları ödeyebilme konusunda endişe yaşadığını belirtenlere bakıldığında ise bu oran yüzde 84. Aynı oran alt sosyoekonomik sınıfta yüzde 90’lara ulaştı.
TÜKETİCİ TEMSİLCİLERİ: PANDEMİDE FİYAT ALDATMACASI ARTTI
Tüketici Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, Sözcü Gazetesi’nden Özlem Ermiş Beyhan’a yaptığı açıklamada firmaların aldatmacalarının arttığını söyledi.
“5 liralık ürünü 10 lira yapıp, sonra ‘7 liraya indirdik’ diyorlar. Bu konuda hiçbir denetim yok, vatandaş tamamen bu sahtekarların eline bırakılmış durumda” diyen Çakar, piyasanın tamamen başı boş bırakıldığını söyledi.
Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı, “Bugün işsizlik, yoksulluk öyle bir seviyede ki indirimsiz olan hiçbir ürüne bakılmıyor bile. Firmalar da işte bunu kullanıyor. Marketlerin yanı sıra internette de fiyat aldatmacası çok sık yapılıyor” dedi.
Firmaların fiyatı aynı tutup gramajı düşürmeleri de kullanılan yollardan biri.
Konuyla ilgili Sözcü’ye konuşan Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu “Tüketicilerin marketlerden almış olduğu paketlenmiş ürünlerde artık çok dikkatli olması lazım. Çünkü gizli bir zamla karşı karşıyalar. Bu şampuan 600 mililitre olması gerekirken 550 mililitreye düşmüş. Tüketici alışkanlıkları istismar ediliyor” açıklamasını yaptı.
TÜRKİYE’DE HER 3 ÇALIŞANIN 2’Sİ İŞİNİ KAYBETME KORKUSU YAŞIYOR
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 27 ülkede yaptığı araştırmaya göre, halen bir işi olan insanların yarısından fazlası önümüzdeki 12 ay içinde işini kaybetmekten korkuyor. Türkiye’de ise bu oran yüzde 64’e çıkıyor.
Uluslararası kuruluşlar, dünya ekonomisini felç eden koronavirüs döneminde ülkelerin uyguladığı ekonomik tedbirlerin iflasları ötelediğini, zombi şirketlerin sayısının çoğaldığını öngörüyor. İflasların önemli bir kısmının 2020 yılı sonunda ve 2021 yılının ilk yarısında gerçekleşmesi bekleniyor. Dolayısıyla işini kaybetme endişesi en az koronavirüs korkusu kadar çalışanları etkisi altına almış durumda.
8. SIRADAYIZ
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) adına yürütülen yeni bir araştırmaya göre, çalışan yetişkinlerin yarısından fazlasının (yüzde 54) önümüzdeki 12 ay içinde işlerini kaybedeceklerinden korkuyor. 27 ülkede yapılan ankete göre, Türkiye’de ise her 3 çalışanın 2’si endişeli olduğunu dile getiriyor. Araştırma şirketi Ipsos’un 27 ülkeden 12 bin çalışanla yaptığı araştırmaya göre, işini kaybetme korkusu yaşayanların yüzde 17’si “çok endişeli”, yüzde 37’si ise “biraz endişeli” olduğunu ifade ediyor. Yapılan ankete göre, Türkiye’de ise çalışanların yüzde 64’ü işini kaybetme endişesi korkusu yaşıyor. Bu oranla Türkiye, 27 ülke arasında endişenin en yüksek olduğu 8’inci ülke.
EN KAYGISIZ ALMANLAR
Araştırmaya göre, Türkiye’de çalışanların yüzde 19’u ‘çok endişeli’, yüzde 45’i ‘biraz endişeli’ olduklarını ifade etti. Çalışanların yüzde 26’sı ‘çok endişeli olmadıklarını’, yüzde 10’u ise ‘hiç endişe duymadıklarını’ söyledi.
Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk’ün haberine göre, önümüzdeki 12 ay içinde iş kaybı endişesi olanların oranı Rusya’da yüzde 75, İspanya’da yüzde 73 ve Malezya’da yüzde 71 düzeyine çıkıyor. Almanya’da ankete katılanların sadece yüzde 26’sı önümüzdeki 12 ayda işini kaybetme korkusu yaşarken, endişenin en az olduğu diğer ülkeler arasında İsveç (yüzde 30), Hollanda (yüzde 36) ve Amerika Birleşik Devletleri (yüzde 36) yer alıyor. Araştırmaya göre, çalışanların üçte ikisi mevcut işverenleri aracılığı ile geleceğin işleri için kendilerini geliştirebileceklerini söylüyor. 27 ülkede yeni becerileri mevcut işinde geliştirebileceklerini söyleyenlerin en yaygın olduğu üç ülke ise sırasıyla İspanya (yüzde 86), Peru (yüzde 84) ve Meksika (yüzde 83).
İFLASLAR ARTACAK
Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) çalışmasına göre, ekonomideki küçülmeyle birlikte aynı oranda iflaslar da artıyorsa işsizlik 3 kat daha fazla oluyor. Yeni firmaların iflas edenlerin yerini alması ise 2-3 yılı buluyor. BIS eylülde yayımladığı “Zombi Şirketler: Anatomisi ve Yaşam Döngüsü” başlıklı raporunda, 1980’li yıllarda toplamdaki payı yüzde 4 olan zombi şirketlerin oranının 2017 yılına gelindiğinde yüzde 15’e yükseldiğini vurguluyor.
Raporda, “Kovid-19 resesyonunda beklenen iş başarısızlıkları dalgasının kısmen politika desteği nedeniyle henüz gerçekleşmediği ancak ekonomilerdeki küçülme ile birlikte iflasların da artacağı vurgulanıyor. İflasların iş gücü piyasaları üzerinde ağır bir yük oluşturduğunu kaydeden BIS uzmanlarına göre, milli gelirdeki düşüşe iflaslar da benzer büyüklükte bir artışla eşlik ederse, işsizlik üç kat daha artıyor. Genç, dinamik firmaların çıkanların yerini aldığı doğal yenilenme süreci ise 2 ila 3 yıl sürüyor” ifadelerine yer verildi.