Bu kez de güvenlik, itfaiye ve acil sağlık ekipleri dünya çapında yeni bir sosyal medya akımı başlattılar5 sene ÖNCE
Bu kez de güvenlik, itfaiye ve acil sağlık ekipleri dünya çapında yeni bir sosyal medya akımı başlattılarEskişehir’in Sivrihisar ilçesinde, yıllar önce belediyenin yapacağı inşaat nedeniyle taşınan eski mezarlıktan çıkarılan ve senelerce Ulu Cami’nin kütüphanesinde muhafaza edilen taş sandukanın Nasrettin Hoca’nın mezarına ait olduğu tespit edildi
Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde, yıllar önce belediyenin yapacağı inşaat nedeniyle taşınan eski mezarlıktan çıkarılan ve senelerce Ulu Cami’nin kütüphanesinde muhafaza edilen taş sandukanın Nasrettin Hoca’nın mezarına ait olduğu tespit edildi. Anadolu Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erol Altınsapan, AÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Mahur Tulum’un Sivrihisar ilçesindeki Ulu Cami’nin kütüphanesinde bulunan mezar taşı ve taş sandukaları bir süre incelenmeye başladığını söyledi.
Doç. Dr. Tulum’un çalışmalar sonrası taş sandukalardan birinin Nasreddin Hoca’ya ait olduğunun belirlendiğini ifade eden Prof. Dr. Altınsapan, bu taş sandukanın Selçuklu dönemine has özellikler taşıdığının tespit edildiğini kaydetti.
“50 YIL ÖNCE KIZININ KEMİKLERİNİ ÇIKARMIŞTIK”
Bunun Türk dünyası için önemli bir bulgu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Altınsapan, şöyle konuştu:
“Sivrihisar’da Seydi Hamamı’nın duvarıyla bitişik bilenen mezar yerinden 2003 yılında Nasreddin Hoca’nın kızı Fatma Hatun’un kemiklerini çıkartıp müzeye teslim etmiştik. Yaklaşık 50 yıl önce kızının mezarını çıkardığımız yerin hemen ötesinde eski mezarlıkta bir düzenleme çalışması yapılmış. Burada, belediyeye ait iş yerleri ve itfaiye binasının bulunduğu geniş bir mekan dizayn edilmiş. ‘Sivrihisar’da tarihi eserler’ denince akla gelen Orhan Keskin, bu mezarlıktan çıkan değerli gördüğü malzemeyi alıp Ulu Cami’nin kütüphanesinde muhafaza etmiş. Bu süreçte taşı ilk okuyan kişiler, bunu Nasreddin Hoca’nın oğlu Ömer’e ait olduğunu söylemiş.”
Prof. Dr. Altınsapan, Türkiye ‘de, Nasreddin Hoca’nın oğlunun ve kızının Sivrihisar’da, kendisinin Akşehir’de vefat ettiği değerlendirmesinin yapıldığını hatırlatarak, “Doç. Dr. Tulum, taş sandukanın bendeki eski fotoğraflarına bakmak istedi. Uzun emeğin ardından taş sandukanın üzerindeki kitabenin Nasreddin Hoca’ya ait olduğunu tespit etti. Sivrihisar’ın Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca’nın mezarının nerede olduğu konusundaki tarihsel belirsizlik sona erdi” dedi.
“HOCAMIZA YARAŞIR BİR ANIT MEZAR YAPILMALI”
Doç. Dr. Tulum ise bu taş sandukanın deşifre edilmesiyle Nasreddin Hoca’nın Sivrihisar’da doğduğunun ve burada öldüğünün kesin olarak bilindiğini vurguladı.
Eskişehir’in 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti olduğu bu dönemde taş sandukanın keşfedilmesinin önemli olduğunu anlatan Doç. Dr. Tulum, şunları söyledi:
“Nasreddin Hoca, Çin Seddi’nden Adriyatik’e kadar bütün Türk dünyasının ilgilendiği bir şahsiyettir. Allah, bu mezarın bulunmasını bize nasip etti. Yazıyı en kısa zamanda yayınlayacağım. Mezarda ‘burada yatan kişi Şemseddin oğlu Nasreddin Hoca’dır’ yazısı okunuyor. Taş sanduka, Selçuklu dönemini mimari tarzını bize açıkça gösteriyor. Türk milletine hayırlı, uğurlu olsun. Bundan böyle Nasreddin Hocamızın doğduğu, büyüdüğü ve öldüğü yer olarak Sivrihisar’ı kaydetmek doğru olacaktır. Sivrihisar’da Nasreddin Hocamıza ve ailesine yaraşır bir anıt mezar yapmalıdır.”
Bugüne kadar Nasreddin Hoca’nın Konya’nın Akşehir ilçesinde yaşadığı var sayılıyordu. Nasreddin Hoca’ya ait olduğuna inanılan bir türbe bulunan ilçede, her yıl Temmuz ayının başında ‘Uluslararası Nasreddin Hoca Festivali’ ve Hoca’nın anısına bir de ‘mizah öyküleri yarışması’ düzenleniyor.
AA