2024 DİJİTAL PAZARLAMA REHBERİ1 sene ÖNCE
2024 DİJİTAL PAZARLAMA REHBERİTwitter’ın en eğlenceli kullanıcıları belki de ‘parodi hesap’lardır. Bir marketten tutun da ünlü bir futbolcunun sağ ayağına kadar pek çok parodi hesap var Twitter’da. Bunlardan biri de, reklam sektörüne ilişkin tweet’leriyle ilgi çeken Ajans Başkanı. Ajansında lahmacun yenilmesine çok kızan, art direktörlerin giyim kuşamını diline dolayan, toplantılarda elinden telefonu düşürmeyen junior’a sinirlenen Ajans Başkanı’yla kısa bir röportaj yaptık:
Kimlik gizliliğini tehlikeye atmayacak şekilde, kendinden bahsedebilir misin?
Pazarlama insanı, idari yönü kuvvetli, 10 olmasa da 2 kaplan (kreatif direktör) gücünde ve tanıyanların deyimiyle multifunctional bir adamım. Reklamcılar arasında pek sevilmeseler de, sektördeki babaların (Alinur Velidedeoğlu, Ali Taran, Serdar Erener, Haluk Sicimoğlu, Hulusi Derici, Levent Erden…) hastasıyım. Onları gördükçe ve tanıdıkça kendime “Ajans Bebesi” demeye başladım.
Bu işe para için girmedim, ukalalık etmek istemem ama pek de ihtiyacım yok. Zaten ilk başlarda uzun bir süre para almadan çalıştım ve sektöre girdiğim ilk günden beri amacım hiç değişmedi. ”Reklamcılığın birçok aşamasında bulunup, zamanı geldiğinde kendi ajansımı kurmak.” Bu yüzden işe kreatif tarafta başladım ama idari tarafa geçtim. Kısaca doğuştan başkandım ben
“Ajans Başkanı” hesabı için sektör çalışanlarının iç sesi diyebiliriz. Ajans Başkanı’nın Twitter hesabında yazdığım şeyler bütün sektör çalışanlarının başına geliyor ya da bir şekilde kulaklarına çalınıyor. Amacım reklam sektöründeki insanlara hakaret etmek ya da haklarını savunmak değil, sadece eğlenmek.
Ajans içinde lahmacun yenilmesine neden karşısın? Çalışırken lahmacundan başka yemek söyleyebilecek kadar kazanıyorlar mı ki?
Lahmacun iki ucu pis değnek. Tadı güzel, kokusu berbat… Ajansa geliyorum, ince bir soğan kokusu yerde ise şalgam şişesi! Olmuyor, milyonluk ajans dekorasyonuna yakışmıyor. Ayrıca verdiğim maaş, en düşük devlet memuru maaşından biraz yüksek Gurur duymuyorum fakat piyasa şartları bu!
Ajansa eleman alımında hangi kriterleri gözetiyorsun? Alaylı veya mektepli olması önem taşıyor mu? İdeal reklamcı nasıl olmalı?
İş görüşmesinde “kalın çerçeveli renkli gözlük, oduncu gömleği, bebe kakası renkli dar pantolon ve elde Starbucks bardağı” şart. Bunlar yaratıcılığın alâmet-i fârikaları. İş görüşmesine gelenlerin okuduğu okula değil, yaptığı işe bakarım! Bana göre ideal reklamcı zam istemeyen adamdır! Yoksa herkes birbirinin kopyası.
Junior’lara ve stajyerlere karşı özellikle sert bir tutum içindesin. Bunun özel bir sebebi var mı?
Senior adamı, direktör adamı kolay kolay ezemezsin ama stajyer, junior öyle mi; vur ensesine al lokmayı. Hani peynirin küflü tarafı vardır ya… İşte stajyer, junior adam orayı yiyendir! Ulan acıdım da şimdi içim bir fena oldu…
Kılık kıyafet konusuna da takıksın? Argo konuştuğundan ve sık sık küfrettiğinden de şikayetçiler.
Dediğim gibi reklamcıların, özellikle kreatiflerin kendilerine has bir dünyası var, kendilerine benzeyenlerle ilişki kurup geri kalan tayfayı dışlarlar. Bunlara 2 maaş kesinti yapacaksın, bak o snop hallerinden eser kalıyor mu? Biraz ağızları koksun, bak “vaoow olmadım” diyebiliyorlar mı…
Reklamcı adam küfür eder, etmezse reklamcı değildir. Sokağa çık, tüm cümlelerin sonu spor gazetesi adıyla biter.
Mesaiye kalındığında taksi ve yemeğe yapılan masrafları geri ödememekte direniyormuşsun, doğru mu?
Bak yine elim ayağım titredi, sinirlerim boşaldı. Geçen akşam ajansta para sayıyorum Bir baktım 2 kişi makara muhabbet takılıyor, saat 20:58. Gittim yanlarına “hayırdır çocuklar iş mi vardı, ne yapıyorsunuz?” dedim. Cevap veremediler! Ben de aynen muhasebeye e-postayı gönderdim. Şimdi onlar düşünsün!
Ödül konusuna nasıl bakıyorsun? Ödül senin için önem taşıyor mu? Zamanında Kristal Elma töreninde havuza atlarken fotoğrafların çekilmiş…
Klasik ödül geyikleri vardır. “Abi jüri kendi arasında dağıtıyor, jüri başkanı kimse en çok ödül ona gider” filan. Ödül reklamcının reklamıdır. Ne ajanslar var ödül için taaa başka ülkelerden ekip kuran. Neyse o konuya fazla girmiyorum. Ödülün köpeği olmamak gerekir.
Havuza atlamadım yalan, iftira! Havuz olan yerlerde yapılan düğün, parti, gala gibi etkinliklerde havuza atlayanlara karşıyım. Benim evde havuz var, olmasa belki atlardım
Seni yakından tanıyanlar Ali Taran’ı ölesiye kıskandığını söylüyor. Aslı var mı?
“Ortak olalım” dedim, yanaşmadı. O günden beri kılım Ali’ye… Arada telefon açıyor “Patron nasılsın? Bodrum’dayım, yattayım var mı bir isteğin, bir arzun?” diyor, deli oluyorum. Bulacaaam oğlum seni…
Ajansta bir günün nasıl geçiyor? Yaratıcı sürece katkıların oluyor mu?
Sabah geliyorum, gazeteyi alıp doğru tuvalete gidiyorum. Odada viski içmeler, ayakları masaya uzatmalar, dizi izlemek için toplantı iptal etmeler felan… Anlayacağın işimiz zor. Gün içinde direktörlerle makara yapıyor, stajyerlere somurtuyorum. Yaratıcı sürece pek karışmam, faturayı kestik mi ona bakarım. Para gelsin de gerisi önemli değil.
Sektörün en önemli sorunu nedir sana göre?
Başkanlar için sıkıntı yok, en kötü satıp ajansı basıp, giderim buralardan. Eee ne demişler, “Reklamcılar için Campaign, ajans başkanları için Champagne!”
Kriz anında gözden ilk çıkaracağın departman hangisi? (IT’ci Cemil hariç)
Prodüksiyon gözüme çok batıyor. Sanki hiçbir iş yapmıyorlarmış gibime geliyor! Bana sürekli çalışan adam lazım. Çalışan dediğin developer gibi olacak; hem çok çalışacak, hem az para alacak. “Like A Dream”. Evet evet sanırım tüm producer’lara kıl oluyorum.
Son olarak, aslında DVD’ci Metin’in viral hesabı olduğun söyleniyor. Buna ne diyeceksin?
DVD’ci Metin’in VCD’ci Metin halini bilirim. Her zaman da söylerim; “yahu kardeşim şu adamı gördüğünüzde arayın 155′i” diye. Emek hırsızlığına karşıyım. Geçen sabah tehdit mesajı atmış bana, haddini bildirdim. DVD’ci metinin virali olduğumu düşünenler için bir sözüm var:
“Efendiler! Beni herkese, hatta IT’ci Cemil’e bile benzetebilirsiniz lakin beni DVD’ci Metin’e benzetenler hiçbir zaman muvaffak olamayacaklardır!” Ajans Başkanı, 3 Ekim 2012.