Adım Adım Suriye’ye Müdahale Planları

DIŞ HABERLER SERVİSİ / CANLI TAKİP – 21 Ağustos’ta sabaha karşı Şam’ın Doğu Guta bölgesinde gerçekleştirilen ve binden fazla kişinin ölümüne neden olan saldırıda kimyasal silahların kullanıldığı hemen hemen kesinleşmiş durumda ancak saldırıyı kimlerin düzenle...

Adım Adım Suriye’ye Müdahale Planları (26 Ağustos 2013)

DIŞ HABERLER SERVİSİ / CANLI TAKİP – 21 Ağustos’ta sabaha karşı Şam’ın Doğu Guta bölgesinde gerçekleştirilen ve binden fazla kişinin ölümüne neden olan saldırıda kimyasal silahların kullanıldığı hemen hemen kesinleşmiş durumda ancak saldırıyı kimlerin düzenlediği henüz kesin olarak bilinmiyor.

Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü, 21 Ağustos’tan itibaren, hastanelere “nörotoksik semptom” gösteren yaklaşık 3 bin 600 hasta getirildiği ve bunlardan 355’inin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Suriye Enformasyon Bakanı Umran El Zubi sabah saatlerinde bir açıklama yaparak, “Suriye Ordusu’nun kesinlikle kimyasal silah kullanmadığını ve hükümetinin BM denetçileriyle tam bir işbirliği yapacağını belirtti. El Zubi açıklamasında ayrıca, olası ABD müdahalesi konusunda da çok sert bir yanıt verdi: “Saldırıya saldırıyla yanıt verilecek. Sonuçta tüm Ortadoğu ateşe bürünecek”.

Öğleden sonra ise haber ajansları, Suriye yönetiminin BM Heyeti’nin bölgede araştırma yapmasına izin verdiği haberini geçtiler.

ABD ordusunda Suriye hazırlığı ve Akdeniz’de hareketlilik

ABD Başkanı Barack Obama önceki gün CNN’e yaptığı açıklamada, Suriye’ye askeri müdahaleye karşı temkinli yaklaşmıştı. Ancak bu haberden 24 saat sonra yine CNN, ABD ordusunun gerekmesi durumunda başvurulması için gerekli hazırlıklara başladığını duyurdu.

Pentagon, Akdeniz’de konuşlu savaş gemilerinin sayısını üçten dörde çıkartırken, ikisi Suriye açıklarına hareket etti. Amerikalı yetkililer, Suriye’deki vurulması olası stratejik hedefleri de güncelleyerek yeniden belirledi.

Kosova gibi vurulabilir!

New York Times gazetesi, ABD’nin Suriye’ye olası müdahale seçenekleri arasında, NATO’nun 1999 yılında Kosova’ya yönelik operasyonu gibi BM yetkisi alınmadan sınırlı bir askeri müdahale seçeneğinin bulunduğunu da yazdı.

İran ABD’yi uyardı!

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Irakçi, ABD’nin Suriye’ye askeri müdahale konusundaki açıklamaları ve Akdeniz’e savaş gemileri göndermesine sert tepki gösterdi. Abbas Irakçi, Suriye’ye askeri müdahale için ‘uluslararası izin yok’ diyerek, “yapılan kışkırtıcı açıklamalar ya da bölgeye savaş gemileri gönderilmesi, sorunun çözümüne yardımcı olamayacak ve bölgedeki durumu daha da tehlikeli bir hale getirecektir” dedi.

9 komutan Ürdün’de Suriye’yi görüşecek

Ürdün Genelkurmay Başkanı’nın daveti üzerine, Türkiye, ABD, Suudi Arabistan, Katar ve Fransa dahil dokuz ülkenin askeri temsilcilerinin Suriye’deki gelişmeleri görüşmek üzere Amman’da bir araya geleceği bildirildi.

ABD, yakın müttefiki Ürdün’ün Suriye sınırına Patriot füze savunma sistemi yerleştirmişti. Yaklaşık bin Amerikan askerinin bulunduğu Ürdün’de Amerikan F-16 jetleri de konuşlandırıldı.

Hava operasyonu konusunda anlaştılar!

ABD, İngiltere ve Fransa’dan yapılan en üst düzey açıklamalar, üç ülkenin liderlerinin hafta sonu temaslarında Suriye’ye askeri müdahale konusunda anlaştığına işaret ediyor. Müdahale seçenekleri arasında bir hava operasyonu düzenlenmesi ihtimali öne çıkıyor.

Independent gazetesinin haberine göre, İngiltere Başbakanı David Cameron ile ABD Başkanı Barack Obama 40 dakikalık bir telefon görüşmesi yaptılar ve Suriye’de ordunun ve rejimin kritik noktalarına füze saldırısı düzenlemeyi konuştular. Cameron, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile de görüştü.

BBC Radio’ya konuşan İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, Suriye’ye yönelik bir müdahalenin Birleşmiş Milletler kararını beklemeden yapılıp yapılamayacağına ilişkin bir soruya ise “yapılabilir” cevabını verdi.

Bu sözlerle benzer zamanlarda İngiltere deniz kuvvetlerine bağlı gemiler pozisyonlarını Suriye’ye müdahale edebilecek şekilde değiştirmeye başladılar.

Rusya’dan ABD’ye uyarı: ‘Şam’a askeri harekattan kaçının’

ABD’nin Suriye’ye askeri müdahale yapacağı iddialarının artması üzerine Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’i telefonla arayarak Rusya’nın endişelerini belirtti.

DHA’nın Moskova Muhabiri Siyamend Kaçmaz’ın haberine göre, son günlerde ABD ’nin Suriye ’ye askeri müdahale yapacağı iddiaları üzerine Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’i telefonla arayarak Rusya’nın endişelerini belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD’ye Şam’a olası bir askeri harekattan kaçınması çağrısında bulunarak provokasyonlara yenilmemesini ve BM temsilcilerinin kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığını soruşturması için yardımcı olmasını istedi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı resmi internet sayfasından yapılan açıklamaya göre, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un inisiyatifi ile gerçekleşen telefon görüşmesinde Lavrov, son günlerde ABD tarafından yapılan Suriye’ye askeri müdahale ile ilgili hazırlık açıklamalarından Moskova’nın derin kaygı duyduğunun altını çizdiği belirtildi.

John Kerry’nin Rus tarafının argümanlarını dikkatle inceleyeceği sözünü verdiğinin de belirtildiği açıklamada Sergey Lavrov’un ABD’li meslektaşına olası bir askeri müdahalenin tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika için tehlikeli sonuçlar doğuracağını vurguladığı belirtildi.

‘ABD saldırırsa başarısız olacak’

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, ülkesine karşı yaptırım veya askeri müdahale seçeneklerini gündeme getiren kimyasal silah saldırısı hakkında açıklama yaptı. Esad, Batılı ülkelerin kimyasal silah kullandıklarına yönelik iddialarını reddetti ve politik amaçlı olduğunu söyledi. Esad, ABD hükümetini ve ordusunu uyararak, ‘Suriye’ye saldırırlarsa başarısız olacaklar’ dedi.

Rusya’nın Izvestia gazetesine konuşan Esad, kendisine Suriye’ye operasyon düzenlenmesi veya işgal edilmesi olasılıkları sorulduğunda, “Eğer ABD askeri operasyon düzenlerse, Vietnam’dan bugüne kadar başlattığı tüm savaşlarda olduğu gibi onu başarısızlık bekliyor” dedi.

Kerry: ‘Kimyasal silah kullanımı konusunda elimizde kamuoyunda bilinenlerin dışında başka bulgular da var’

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Suriye’de ayrım yapılmaksızın büyük miktarlarda kimyasal silah kullanıldığını ve bu durumun tekrarlanmaması için tüm ülkelerin harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Kerry, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanılan bölgeleri vurmaya devam ederek, kanıtları yok etmeye çalıştığını kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, görüntülerin ve kurbanların durumu ile yaralılardan gelen bilgilerin, Suriye’de kimyasal silah kullanımının gerçek olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.

Kerry, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanma kapasitesinin olduğunu ve Suriye’de kimyasal silah kullanımına yönelik, kendilerinde bulunan ek bilgilerin önümüzdeki günlerde paylaşılacağını bildirdi.

ABD Dışişleri Bakanı, Suriye rejiminin kimyasal silah kullanılan bölgeleri vurmaya devam ederek, kanıtları yok etmeye çalıştığını, BM ekibinin araştırmasına izin vermesinin artık güvenilirlik açısından çok geç olduğunu ifade etti.

John Kerry, ABD Başkanı Barack Obama’nın Suriye’ye olası yanıtlara yönelik, Kongre ile aktif biçimde istişarede bulunduğunu da söyledi.

Arınç: ‘Müdahale içinde yer alırız’

Suriye’deki kimyasal silah kullanımıyla ilgili ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin açıklamasına hükümetten ilk tepki Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan geldi.. Açıklamayı olumlu bulduğunu söyleyen Arınç “gerekirse yeni bir tezkere çıkarır, müdahale içinde yer alırız” dedi.

Kerry’den Davutoğlu’na ‘acil telefon’!

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Suriye’de kimyasal silah kullanıldığını açıklamasından sonra Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu telefonla arayarak ellerindeki bulgularla ilgili bilgi aktardı.

Davutoğlu Kerry’den önce de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’la görüştü. Davutoğlu’nun konutunda Kerry ile telefonda yaptığı görüşmeyi danışmanlarından Ali Sarıkaya Twitter’da paylaştı.

Kıbrıs’taki İngiliz üsleri alarma geçti

İngiliz The Guardian gazetesinin haberine göre, Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki İngiliz üsleri alarma geçirildi. Savaş uçaklarının üste konuşlanmaya başlaması, Suriye’ye yönelik hava operasyonunun ilk sinyalleri olarak değerlendiriliyor. İngiliz üssünün, Suriye’yi yapılacak olası bir uluslararası müdahelede merkez konumda olacağı belirtiliyor.

Gazetede yer alan habere göre, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne bağlı savaş ve kargo uçakları Ada’nın güneyindeki Ağrotur üssüne gelmeye başladı.

Son olarak iki C-130 nakliye uçağının üsse indiği görüldü.

Kıbrıs’tan kalkan yolcu uçaklarının pilotları da, radarlarında çok sayıda savaş uçağı gördüklerini ifade etti.

Suriye sınırına 160 kilometre uzaklıkta, İngiltere’nin Birleşik Krallık dışındaki en büyük askeri üssü olan Ağrotur’un, Esad yönetimini hedef alacak olası uluslararası müdahalede, merkez konumunda olacağı belirtiliyor.

Ağrotur üssünün alarmda olduğu ve son 48 saatte üste artan bir hareketlilik gözlemlendiği haber veriliyor.

Müslim: ‘Kimyasal saldırı Esad’a operasyon isteyenler tarafından yapıldı’

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Esad’ın Şam’daki kimyasal saldırıyı gerçekleştirecek kadar aptal olmadığını, saldırının Esad’a operasyon isteyen “başkaları” tarafından yapıldığını iddia etti.

Müslim, BM müfettişlerinin saldırıyı isyancıların gerçekleştirdiğini saptamaları durumunda herkesin bunu unutacağını savunarak “Bu durumda kimi cezalandıracaklar? Katar Emiri, Suudi Kralı ya da Türkiye Başbakanı Erdoğan’ı mı” dedi.

Suriye Dışişleri Bakanı Muallim: ‘Dünyada hiçbir ülke kendi insanına karşı kimyasal silah kullanmaz’

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim amacı “ABD kamuoyuna seslenmek” olan bir basın toplantısı düzenleyerek kimyasal silah iddialarına yanıt verdi. Suriye ordusunun söz konusu saldırıyı düzenlediği iddiasını kesin bir dille reddeden Muallim, “Dünyada hiçbir ülke kendi insanına karşı kimyasal silah kullanmaz” dedi.

Muallim şöyle devam etti: “Bu bölgede her türlü askeri operasyon birincisi İsrail’in çıkarınadır. İkincisi Suriye’ye operasyon düzenlenmesi şüphesiz El Kaide yanlısı El Nusra’nın işine gelecektir. ABD hem İsrail’in hem de El Kaide yanlısı El Nusra Cephesi’nin işine gelecek bir operasyon planlıyor.”

Düzenlediği basın toplantısının amacının Amerikan kamuoyunu kendilerine propaganda yoluyla bildirilen yalanlara karşı uyarmak ve gerçekleri duyurmak olduğunu da sözlerine ekleyen Muallim Türk kamuoyuna da seslendi. Muallim, “2 gün önce Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin BM kararı olsa da olmasa da koalisyonun parçası olacağını söyledi. Bu konuda konuşmak istemiyorum çünkü Türkiye’nin dost halkının buna cevap vereceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Washington Post: BM Heyeti Şam’dan ayrıldıktan sonra operasyon başlayabilir

Kimyasal saldırı sonrası gündeme gelen Suriye’ye yönelik askeri müdahalenin ayrıntıları netleşiyor. ABD’nin Washington Post gazetesi, askeri harekatın BM heyetinin Şam’dan ayrılmasının ardından gerçekleşebileceğini yazdı.

Suriye’de kimyasal silah kullanılmasının ardından askeri operasyon seçeneğini masaya yatıran ABD ve müttefiklerinin nasıl bir plan hazırladıkları az da olsa belli oldu. Washington Post gazetesi, Suriye’ye yönelik askeri harekatın süre ve kapsamının sınırlı tutulacağını belirtti.

Gazeteye göre, harekat iki günden fazla sürmeyecek. Suriye’deki hedefler, denizden fırlatılacak Cruise füzeleriyle vurulacak. ABD’nin Akdeniz’de Suriye’ye yakın noktada 4 savaş gemisi bulunuyor.

Askeri harekatta uzun menzilli bombardıman uçaklarının da kullanılması gündemde. Hava saldırılarında Şam rejiminin deniz, hava ve kara savunma sistemleri hedef alınacak.

Başkent Şam, Humus, Halep, Hama ve Lazkiye gibi kentlerde veya yakınlarında bulunan askeri tesisler de vurulacak.

Independent: Operasyona İngiltere’de katılacak

İngiliz Independent gazetesi ise, Şam rejiminin vurulması için bastıran İngiltere’nin, harekata Tomahawk ve Tornado füzeleriyle donatılmış denizaltılarıyla destek vereceğini yazdı.

Gazeteye göre, askeri müdahaleden yana olan Fransa da Charles de Gaulle uçak gemisi ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) savaş uçaklarıyla harekata katılacak.

ABD’den üs ve hava sahası kullanma talebi

ABD, Yunanistan’dan askeri üsler ile hava ve deniz sahasını kullanma talebinde bulundu.

AA’nın haberine göre, ABD’nin, Suriye’ye askeri müdahale durumunda Yunanistan’dan müttefik kuvvetlere kolaylık ve katkı sağlaması talebinde bulunduğu bildirildi.

Yunan medyasına yansıyan haberlerde, ABD’nin, Yunanistan Savunma Bakanlığından müdahale anında Suda ve Kalamata’daki askeri üsleri ile deniz ve hava sahasını kullanma talebinde bulunduğu belirtilirken, Atina’nın, transatlantik anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerine sonuna kadar yerine getirmeye hazır olduğunu ancak askeri operasyonlarda fiilen yer almayacağını bildirdiği kaydedildi.

Yunanistan Genelkurmay Başkanlığının operasyon merkezine ulaşan bilgilere göre, bölgede müttefik kuvvetlere ait çok sayıda geminin toplandığı, bunun da operasyonla ilgili kararın alındığı şeklinde değerlendirildiği ifade edilen haberlerde, Yunanistan’ın, sadece çatışmaların genel bir hal alması durumunda silahlı kuvvetlerini bölgedeki Yunanlıların uzaklaştırılması için harekete geçirebileceğinin bildirildiği kaydedildi.

ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel: ‘Hazırız, talimat bekliyoruz’

ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel emir gelmesi halde saldırıya hazır olduklarını açıkladı. BBC’ye yaptığı açıklamada Obama’dan emir beklediklerini belirten Hagel, ‘güçlerimizi müdahale için gerekli yerlere yerleştirdik ve Başkan Obama’nın bizden isteyeceği her türlü görevi yapmaya hazırız’ ifadelerini kullandı.

Amerikan NBC News kanalı, üst düzey ABD’li yetkililerden aldığı bilgiye dayanarak Suriye’ye üç gün sürecek askeri müdahalenin en erken Perşembe günü başlayabileceğini duyurdu.

Rusya, Suriye’deki vatandaşlarını tahliye etti

DHA’nın haberine göre, Rusya Acil Durumlar Bakanlığı Resmi Sözcüsü İrina Rossii yaklaşık 90 Rusya Federayonu ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) vatandaşının bugün Suriye’ye giden Acil Durumlar Bakanlığı’na ait bir uçakla alındığını söyledi.

Ria Novosti’de yer alan habere göre Rossii şunları söyledi;

“Bugün Lazkiye’ye 20 ton İnsani malzeme götüren Acil Durumlar Bakanlığı’na ait bir uçak beraberinde ülkeden ayrılmak isteyen 89 kişi ile havalandı” dedi. Uçakta bulunanların çoğunun kadın ve çocuklardan oluştuğunun belirtildiği açıklamada, bunların 75’nin Rus vatandaşı geri kalanlarının ise Bağımsız Devletler Topluluğu vatandaşı olduğu bildirildi. Haberde uçağın bu akşam yerel saatle 22:30’da Moskova Domodedovo Havaalanı’na ineceği belirtildi.

28 AĞUSTOS 2013 ÇARŞAMBA

‘Esad İran’a gitti’ iddiası

ABD ve müttefiklerinin askeri operasyon düzenlemeye hazırlandığı Suriye’nin Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın, ailesiyle birlikte İran’ın başkenti Tahran’a gittiği iddia edildi. Esad’ın, Tahran’da BM’nin öncülük edeceği barış konferansını değerlendireceği öne sürüldü. Mısır’ın El-Nahar televizyonu tarafından ortaya atılan iddiayı doğrulayan kesin bir bilgi henüz yok.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın, aile üyeleri ve çok sayıda hükümet yetkilisiyle Tahran’a gittiği öne sürüldü.

Mısır’ın El-Nahar televizyonu, Esad’ın dün akşam Tahran’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdiğini öne sürdü. Ancak bu bilgi güvenilir kaynaklar tarafından doğrulanmadı.

İran devlet televizyonu ise İran Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan bir yetkiliden aldığı bilgiye dayanarak, Esad’ın uçağının Tahran’daki Uluslararası İmam Humeyni Havaalanına indiğini belirtti. Esasd’ın yanında aile üyeleri ve devlet yetkilileri olduğu ifade edilse de, bu bilgi de başka kaynaklar tarafından doğrulanmadı.

BM heyeti çalışmalarına devam ediyor

AA’nın haberine göre, Kimyasal saldırı iddialarını araştırmak için Suriye’nin başkenti Şam’da bulunan Birleşmiş Milletler heyetinin, bir günlük aradan sonra çalışmalarına tekrar başlayacağı bildirildi.

Heyet, 21 Ağustos’ta yüzlerce kişinin ölümüne neden olan kimyasal saldırıyla ilgili kanıt toplamak için bugün başkentin yakınlarında Guta bölgesine gidecek.

Pazartesi günü kimliği belirlenemeyen keskin nişancıların saldırısına hedef olan heyet, dünkü çalışmalarını güvenlik kaygıları nedeniyle ertelemek zorunda kalmıştı.

İngiltere Başbakanı Cameron: ‘Askeri müdahale kararı alınmadı’

İngiltere Başbakanı David Cameron, “İngiltere’nin Suriye’ye müdahalesi konusunda bir karara vardınız mı” sorusuna, “Hayır, henüz bir karar alınmadı” yanıtını verdi. Ancak neredeyse 100 yıl önce tüm dünyanın bir araya gelerek, kimyasal silahların kullanımının yanlış olduğunu bildirdiğini vurgulayan Cameron, “Bugün Suriye’de gördüklerimiz, kimyasal silahların Esad rejimi tarafından kullanımı dolayısıyla korkunç görüntülerdir” diye konuştu.

Nato devreye girerse komuta üssü Türkiye olacak

Hürriyet gazetesinin haberine göre, Suriye NATO güçleriyle vurulursa, geçen yıl Kara Komutanlığı haline getirilen İzmir Şirince’deki karargâh ve İncirlik Üssü faal hale getirilecek.

Şirince’de personel sayısı 50’den 350’ye çıkarılacak. Hürriyet’in NATO uzmanlarından elde ettiği bilgiler şöyle:

Patriot bataryalarının yerleştirilmesinde olduğu gibi Türkiye, Suriye tehdidi nedeniyle NATO iç tüzüğünün, 4’üncü ve 5’inci maddesinin gündeme getirebilir. NATO, önce Suriye’de bir uçuşa yasak bölge kurar. Hava denetimi için, Suriye hava savunma sistemleri geriletilir.

Seyir füzeleriyle açılacak bir baraj ateşi ve bunun yanı sıra bir hava saldırısı dalgası ile bu gerçekleştirilebilir. Uçuşa yasak bölge uygulaması, Suriye’nin yerdeki nitelikli savaş uçaklarını yok etmeyi de gerektiriyor.

Tahminlere göre, ilk hava saldırılarının 450’den fazla hedefi imha etmesi şart: Bunun için ilk hava saldırılarında yüzlerce sorti yapılacak.

İkinci safhada ise kuzeyde, Türkiye sınırından insani yardım ulaştırılması için güvenli bir alan oluşturulacak. Suriye uçakları ile kara kuvvetlerine yönelik sürekli bombardıman ve muhaliflerle devamlı işbirliği de gerekecek.

ABD iflasın eşiğinde!

Borçlanma tavanı yine Obama yönetiminin ensesinde. Ekim ortasında Amerika Hazinesi’nin harcayacak sadece 50 milyar doları kalacak. Bu da gerektiğinde bir günde harcanabilecek bir miktar olarak değerlendiriliyor.

Radikal gazetesinde yer alan Reuters kaynaklı habere göre, ABD Kongresi hükümetin borçlanma sınırını yükseltmek için bir uzlaşmaya varamazsa, Obama yönetimi ekim ayı ortasında harcama yapamaz duruma düşebilir. Hazine Bakanı Jack Lew, Kongre’deki parti liderlerine gönderdiği mektupta, “Kongre ABD’nin yüksek itibarını korumak için bir an önce harekete geçmelidir” dedi.

Obama Hükümeti’nin 16.7 trilyon dolarlık borçlanma limiti bulunuyor. Yönetim mayıs ayından bu yana nakit varlığını bazı olağanüstü önlemlerle destekleyerek, kendisini ödemelerini yapamaz duruma düşmekten koruyor.

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Abbas Arakçi, Esad’ın İran’da olduğu haberlerini yalanladı

Bugün haberlerde yer alan “Esad Tahran’a kaçtı” iddiasına yanıt İran tarafından geldi.

İran’ın İngilizce yayın yapan devlet televizyonu Press TV’de yer alan habere göre İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Abbas Arakçi, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Tahran’a kaçtığı iddialarının “saçma” olduğunu söyledi.

Press TV’ye göre bazı İsrailli kaynaklar Esad’ın Salı akşamı Tahran’a gittiğini iddia etmişti.

‘Müdahale için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı gerekli

BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi İbrahimi “Suriye’de binden fazla insanın ölümüne yol açan maddeler kullanıldığını, ancak askeri müdahale için BMGK kararı gerektiğini söyledi.

AA’nın haberine göre, BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi El-Ahdar el-İbrahimi, Suriye’deki son gelişmeler ve Cenevre-2 Konferansı hazırlıklarıyla ilgili BM Cenevre Ofisi’nde basın toplantısı yaptı.

Özel Temsilci İbrahimi, “Belki yüzlerce, belki binden fazla insanın ölümüne yol açan birtakım maddeler kullanıldığı görülüyor. Bu kabul edilemez” dedi.

ABD’nin askeri müdahale kararı verip vermediğini bilmediğini ifade eden İbrahimi, askeri müdahale için BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) karar vermesi gerektiğini kaydetti.

Cenevre-2 Konferansı için ABD ve Rusyalı yetkililerle görüşmeye devam ettiğini belirten İbrahimi, Cenevre-2 Konferansı’nın ne zaman yapılacağının ise henüz netlik kazanmadığını belirtti.

ABD: ‘Tek başımıza müdahale etmeyiz’

AFP, sabah saatlerinde ABD’nin tek başına Suriye’ye müdahale etmeme kararı aldığını geçti. AFP’nin haberine göre, Beyaz Saray şu aşamada tek başına bir operasyonla Suriye’yi vurmayı düşünmüyor.

İran ve Suriye: ‘Suriye’ye müdahale olursa İsrail’e saldırırız’

İran Dışişleri Bakanlığı ve Suriye Baas partisi yetkilileri, Suriye’de savaşın başlaması durumunda İsrail’e saldıracaklarına ilişkin açıklamalarda bulundular.

Fars Haber Ajansı’nın geçtiği habere göre, İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mansur Hakikatpur, ABD’nin Suriye’ye saldırması halinde İran’ın misilleme olarak İsrail’e saldıracağını duyurdu. Hakikatpur; ‘Eğer ABD Suriye’ye askeri bir müdahalede bulunursa, bölgedeki devrimcilerin nefreti İsrail’in üzerine çevrilecektir’ ifadelerini kullandı.

Öte yandan Suriye’den de benzer bir açıklama geldi. Baas Partisi’nin önemli yetkililerinden Halif Mutaf, ülkesinin saldırıya uğradı takdirde İsrail’e saldıracağını duyurdu. Şam’ın ‘saldırgan Batı’nın arkasındaki güç olan İsrail’e’ saldıracak kuvvetle füzelerinin olduğunu belirten Mutaf, ‘bu füzeler normal olarak İsrail’e çevrilmiş durumda’ diye konuştu.

İsrail üst düzey alarma geçildi

Hava savunma füze sistemlerini aktif hale getiren İsrail, yedekleri de askere çağırdı.

İsrail ayrıca, Suriye’nin yapacağı herhangi bir kimyasal saldırıya karşı halkı korumak için önlemler almaya da başladı. Geçen pazartesi Suriye’ye yapılacak olası herhangi bir müdahaleye karşı halka gaz maskesi dağıtılmaya başlandı. İsrail ile Suriye arasında 1967 yılından bu yana Golan Tepeleri ile ilgili kriz yaşandığını anımsatmakta yarar var.

NATO: ‘Kimyasal silah kullanımı kabul edilemez ve karşılıksız kalmaz’

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Suriye’de kimyasal silah kullanımından Esed rejimini sorumlu olduğu bilgisine sahip olduklarını belirtti. Rasmussen, bu tür silahların kullanımının kabul edilemez olduğunu belirtti ve cevapsız kalamayacağını vurguladı. Rasmussen, bu işin arkasında olanların sorumlu tutulması gerektiğini belirtti.

NATO üyesi ülkelerin büyükelçilerinin katıldığı Kuzey Atlantik Konseyi toplantısının ardından açıklama yapan Anders Fogh Rasmussen, “Kimyasal silah kullanımını uluslararası barış ve istikrara tehdit olarak görüyoruz.” dedi.Suriye’deki durumu yakından izlediklerini belirten Rasmussen, NATO’nun güneydoğu sınırını korumak amacıyla Türkiye’ye verdiği desteği sürdürdüğünü de hatırlattı.Kimyasal silah saldırısını en sert şekilde kınayan Rasmussen, BM denetçilerine de tam destek verdiklerini ifade etti. NATO büyükelçileri ayrıca, denetçilerin olay yerine hemen gitmesine izin vermeyen Suriye rejimini kınadı.

Rusya: ‘Bu iş o kadar da kolay değil!’

Öte yandan bir Rus askeri yetkili, Ruslar tarafından kurulan hava savunma sistemleri nedeniyle Batılı ülkelerin Suriye’de kolay bir zafer elde edemeyeceğini söyledi. Yetkili, Suriye’de halen 10 adet Buk-M2E bataryasının olduğunu, bunların 15-25 kilometreden hedefleri yüzde 95-100 isabetle vurabildiğini belirtti. Suriye’ye hava saldırısını imkânsız hale getirecek S-300 füze savunma sistemleri ise anlaşma sağlanmasına karşın İsrail ve Batılı ülkelerden baskılar nedeniyle Şam’a verilmemişti.

İtalya: ‘Kusura bakmayın biz yokuz!’

İtalya Dışişleri Bakanı Emma Bonino, Suriye’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) dışında askeri bir çözüm yoluna karşı olduklarını, bunun dışında müdahale edecek bir oluşumun içinde yer almayacaklarını söyledi. İtalya Başbakanı Enrico Letta’nın ise İngiltere Başbakanı David Cameron’la yaptığı görüşmede Suriye’de sivil halka karşı gerçekleştirilen kimyasal silahlı saldırının kabul edilemez bir suç ve uluslararası toplum tarafından tolere edilemez olduğunu söylediği belirtildi.

Türkiye’de de askeri hareketlilik yaşanıyor

Birliklerin askeri konvoylarla Suriye sınırına intikali sürerken, Hatay’da sınır boyunda konuşlu bulunan füze savunma üstlerinde de hareketlilik göze çarpıyor. Hatay’ın Kırıkhan ilçesi sınır boyunda konuşlu bulunan hava savunma sistemlerinin yer aldığı birlik alarma geçirilmiş durumda.

Radar cihazlarının aralıksız çalıştırıldığı üstte Stinger ve I-Hawk füzelerinin namluları Suriye’ye çevrildi. Türkiye’nin Ortadoğu’yu koruma şemsiyesi olarak nitelendirilen ve Hatay’ın Suriye sınırı yakınlarındaki ikinci bir önemli mevkisi olan ve deniz kıyılarını da menzili içerisine alabilen Kale köyüne konuşlandırılan Hawk füzeleri de Suriye’ye çevrilmiş durumda.

Bir dönem Türkiye ile İsrail arasında kriz nedeni olduğu öne sürülen füze savunma sistemleri Kırıkhan ve Kale köyünde 2 yıl önce kurulmuştu. Her birinin üzerinde 3 füze bulunan 6 adet I-Hawk rampası konuşlu sistem, ‘Türkiye’nin koruma şemsiyesi’ olarak nitelendiriliyor. Olası bir savaş durumunda Suriye’den gelecek saldırılara öncelikli olarak bu füzeler cevap verecek.

İncirlik Üssü’nde hareketlilik

İncirlik’te bulunan 10. Tanker Üs Komutanlığı’ndan 2 F-16 ile 3 kargo uçağının havalandığı, bir süre sonra F-16’larla bir kargo uçağının üsse iniş yaptığı görüldü

Adana merkez Sarıçam ilçesi İncirlik bölgesindeki 10. Tanker Üs Komutanlığı’ndan önce 3 kargo uçağı, ardından 2 F-16 savaş uçağı havalandı. Bir süre sonra 2 F-16 ve bir kargo uçağının üsse iniş yaptığı görüldü.

Öte yandan Suriye sınırındaki Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde sınıra hakim tepelere yeniden bazı askeri araçların yerleştirildiği gözlendi.

Suriye sınıra sıfır noktadaki Mürşitpınar bölgesinde, tank ve füze savunma sistemlerinin de aralarında olduğu askeri araçlar, 2. Hudut Tabur Komutanlığı’na bağlı 6. bölük çevresine bekletiliyor. Askeri araçlar, Suriye’ye hakim Alemdağı tepesinin çevresinde tank ve füze savunma sistemlerinin yeniden koşullandırıldığı görüldü. Bu arada son günlerde Suriye’de yaşanan olaylara karşı tabur komutanlığında kamuflajlı bekletilen tankların hazır hale getirildiği gözlendi.

Birleşmiş Milletler: ‘ Dört güne ihtiyacımız var’

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekteri Ban Ki-mun, Suriye ‘de kimyasal silah iddialarını araştıran BM heyetinin çalışmalarını tamamlaması için dört güne ihtiyacı olduğunu söyledi.

Uluslararası Adalet Divanı’na ev sahipliği yapan Lahey’deki Barış Sarayı’nın 100. kuruluş yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere Hollanda ‘da bulunan Ban, düzenlediği basın toplantısında, bölgedeki BM uzmanlarının zor şartlar altında görev yaptığını belirtti.

Hollanda Dışişleri Bakanı Frans Timmermans’ın da katıldığı basın toplantısında konuşan Ban, kimyasal silah iddialarını araştıran BM heyetinin çalışmalarını tamamlayıp gerekli analizler yapıldıktan sonra sonuçların rapor halinde Güvenlik Konseyi’ne sunulacağını kaydetti.

Suriye’deki krize diplomatik çözüm bulunması çağrısını yineleyen Ban, barış ve diyaloğa şans verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Hollanda Dışişleri Bakanı Timmermans da Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı kanıtlanırsa bunun ciddi bir savaş suçu anlamına geleceğini ve buna yönelik bir eylemin kaçınılmaz olacağını söyledi. Timmermans, Suriye halkının zor durumda bırakılmaması gerektiğini de vurguladı. (AA)

BM Güvenlik Konseyi’nde sonuç yok!

İngiltere’nin ‘Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığı’ iddiasıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunmak üzere hazırladığı karar tasarısı, Rusya’nın bloke etmesi nedeniyle konsey gündemine gelemedi.

BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin Suriye konulu gayrı resmi toplantısında İngiltere ‘nin hazırladığı karar tasarısı konusunda uzlaşma sağlanamadı.

BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ABD , İngiltere, Rusya, Fransa ve Çin’in temsilcilerinin dün ‘gayriresmi’ olarak bir araya geldiği toplantıda İngiltere tarafından sunulan Suriye taslağı ele alındı.

Toplantıdan ayrılan Konsey üyesi ülkelerin büyükelçileri soruları yanıtsız bırakırken, toplantıda İngiltere’nin, “kimyasal silah saldırısı nedeniyle Esad rejimi kınayan ve sivillerin korunması için gerekli önlemlerin alınmasını” içeren taslağına Rusya’nın karşı çıktığı ve taslak üzerinde uzlaşma sağlanamadığı öğrenildi.

İngiltere’nin karar taslağını resmi olarak BMGK’ya sunması durumunda da Rusya ve Çin’in veto etmesi bekleniyor.

BBC’nin haberine göre ABD, Rusya’nın Suriye konusundaki önceki 3 vetosu ve son engellemesi nedeniyle Güvenlik Konseyi’nin meselenin ele alınabileceği yer olmaktan çıktığı görüşünde.

Yine BBC’nin aktardığına göre İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague’u arayan Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, öncelikle BM denetçilerinin raporunun beklenmesi gerektiği görüşünü tekrarladı.

BM Genel Sekreteri Ban-ki Moon da dün yaptığı açıklamada, denetçilerin çalışmasının tamamlanması için 4 güne ihtiyaç olduğunu söyledi.

ABD Başkanı Barack Obama ve İngiltere Başbakanı David Cameron ise bir hafta içinde ikinci kez telefon görüşmesi yaptılar ve kimyasal silah kullananın muhalifler değil Suriye rejimi olduğu konusunda hemfikir olduklarını tekrarladılar.

İngiltere tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere hazırlanan karar tasarısında “Suriye’deki sivillerin korunması amacıyla gerekli önlemlerin alınması için yetki” isteniyor.

Suriye hükümeti, geçen hafta çarşamba günü Şam yakınlarında gerçekleşen ve 300’den fazla kişinin ölümüne yol açan kimyasal saldırıyı muhalif güçlerin düzenlediğini, hatta batılı ülkelerin bu konuda ‘teröristlere yardım ettiğini’ öne sürüyor.

ALMANYA:  KARARI DESTEKLEYİN

Konseye üye olmayan Almanya da Güvenlik Konseyi’nde oylanacak Suriye karar taslağının, tüm üyeler tarafından desteklenmesini istemiş, Alman Dışişleri Bakanı Bakanı Guido Westerwelle, özellikle Rusya’nın Suriye hakkındaki taslağa desteğini ortaya koyması gerektiğini söylemişti.

‘BM ONAYI GEREKLİ’

Ancak dün, BM ve Arap Birliği’nin Suriye özel temsilcisi olan El Ahdar el Brahimi de dün, “Suriye’ye düzenlenmesi planlanan her türlü askeri operasyon için BM’den onay çıkması gerektiğini” söylemiş, “Uluslararası kanunlar bu konuda net. Kanunlar, askeri müdahalenin Güvenlik Konseyi kararının ardından alınması gerektiğini belirtiyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın ve Obama yönetiminin askeri seçeneği öne çıkarmak istemediğini biliyorum. Ancak uluslararası kanunlar çok açık” demişti.

Suriye Dışişleri Bakanı Mikdad Türkiye’yi Suçladı

Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, başkent Şam’da yüzlerce kişinin ölümüne sebep olan kimyasal silahların ABD, İngiltere ve Fransa’nın yardım ettiği “teröristler” tarafından kullanıldığını iddia ediyor.

Mikdad, Şam’da Four Seasons Oteli’nde gazetecilere yaptığı açıklamada, “teröristlerin” sarin gazı kullandığına ilişkin kanıtları Birleşmiş Milletler denetçilerine sunduklarını söyledi.

Henüz kesin kanıtlara ulaşılamadığını belirten Mikdad şöyle konuştu: “Suriye, kimyasal silahın silahlı gruplar tarafından ABD, İngiltere ve Fransa’nın yardımıyla kullanıldığını ve bunun bir an önce durması gerektiğini tekrar belirtmektedir.”

“Teröristlerin” ABD, İngiltere ve Fransa tarafından “korunduğunu” iddia eden Mikdad, “bu silahların bir gün Avrupa halklarına karşı kullanılacağını” öne sürdü.

Türkiye’ye suçlama Suriye başkenti Şam’da 21 Ağustos günü meydana gelen saldırıda ölenlerin görüntülerinin dünya komuoyuna yayılmasının ardından tıklayın İngiltere, tıklayın ABD ve tıklayın Türkiye gibi ülkelerde Suriye’ye müdahale hazırlıkları hız kazanmış durumda.

Suriye’nin BM’deki daimi temsilcisi Beşar el Caferi ise Türkiye’yi ‘teröristlerin kitle imha silahlarına ulaşmasının engellenmesi’ hakkındaki BM kararını çiğnemekle suçladı.

SANA’nın, Suriye devlet televizyonu El İhbariye El Suriye’de yayımlanan röportaja dayandırdığı habere göre; Caferi, Suriyeli muhalif grupların Türkiye’deki laboratuvarlarda kimyasal silah ürettiğini iddia ederek şöyle dedi: “Bu silahlar Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar’dan materyallerle üretiliyor ve Türkiye üzerinden Suriye’ye naklediliyor.”