Babalık Zor Zanaat!

Babalık rolü zaman içinde ve kültürler arasında deÄŸiÅŸiklik gösterse de baba olmak bir erkeÄŸin hayatındaki en temel ve önemli olgular arasındadır. Baba olmak yaÅŸamınızı deÄŸiÅŸtiren bir maceradır ve her zaman kolay olduÄŸu da söylenemez. Bir bebek doÄ...

Babalık Zor Zanaat! (21 Ocak 2015)

Babalık rolü zaman içinde ve kültürler arasında deÄŸiÅŸiklik gösterse de baba olmak bir erkeÄŸin hayatındaki en temel ve önemli olgular arasındadır.

Baba olmak yaÅŸamınızı deÄŸiÅŸtiren bir maceradır ve her zaman kolay olduÄŸu da söylenemez.

Bir bebek doÄŸdu mu, bir baba da doÄŸar. Babalık, bitmeyen bir acemiliktir. Baba olmak, öÄŸrenmesi belki de bir ömür boyu süren bir hayat dersi aslında.

ÇocuÄŸu olduktan sonra erkeklerin hayatında çok ÅŸey deÄŸiÅŸiyor, birden bambaÅŸka bir adam oluveriyorlar, olmak zorundalar!

Uykusuz geceler, gaz sancıları, deÄŸiÅŸen sosyal hayat… DoÄŸumdan hemen sonra evin düzeni tamamen deÄŸiÅŸir. Baba olmak uzun ve zor bir süreçtir.

Anneler hem içgüdüsel olarak hem de bebek ile daha fazla zaman geçirdikleri için bebeÄŸin ihtiyaçları karşılamada daha beceriklidirler ama babalar da ellerinden geleni yapmaya çalışırlar.

Bebek ile iliÅŸki kurmak ise küçük adımlarla baÅŸlar. Gazını çıkarmak, mamasını yedirmek, ara sıra altını deÄŸiÅŸtirmek gibi. Bu adımları atarken acemilik çekmek de doÄŸaldır.

Hiç kimse babalık yeteneklerini bir okulda öÄŸrenmiyor ya da doÄŸuÅŸtan bu becerilere sahip olunmuyor. Kendi deneyimleri, kiÅŸilik özellikleri ve daha önemlisi deneme yanılma yöntemi ile babalık becerileri ortaya çıkıyor. Kendi babaları ile olan deneyimleri de babalık rolüne bakışlarını önemli ölçüde etkileyebiliyor.

“Hapisten çıktım. Yıl 950. Belki bir çocuÄŸum gelecek dünyaya. Babalık zanaatının ne kadar zor bir zanaat haline geldiÄŸini ilk defa anlıyorum. 
Yavrum,
kız olursa tepeden tırnağa anasına benzesin istiyorum,
oÄŸlan olursa, boyu posu bana.
Kız olursa elâ elâ baksın,
oÄŸlan olursa maviÅŸ maviÅŸ.
Yavrum,
Kız olsun oğlan olsun,
kaç yaşında olursa olsun,
yavrum düÅŸmesin istiyorum hapislere
güzelden, haklıdan, barıştan yana diye.
Fakat malûm,
kızım yahut oğlum,
gecikirse suların ışıması
dövüÅŸeceksin
ve hattâ…
Yani haylice müÅŸkül bir zanaatmış bizde bugün
babalık zanaatı da.”

NAZIM HÄ°KMET

BEN HAYATTA EN ÇOK BABAMI SEVDÄ°M

Hayatta ben en çok babamı sevdim 
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk 
Çarpık bacaklarıyla -ha düÅŸtü, ha düÅŸecek- 
Nasıl koÅŸarsa ardından bir devin 
O çapkın babamı ben öyle sevdim 

Bilmezdi ki oturduÄŸumuz semti 
Geldi mi de gidici-hep, hep acele iÅŸi! 
Çağın en güzel gözlü maarif müfettiÅŸi 
Atlastan bakardım nereye gitti 
Öyle öyle ezberledim gurbeti 

Sevinçten uçardım hasta oldum mu 
40'ı geçerse ateÅŸ, çaÄŸrırlar Ä°stanbul'a 
Bir helalleÅŸmek ister elbet, diÄŸ'mi, oÄŸluyla! 
Tifoyken baÅŸardım bu aÅŸk oyununu 
Ohh dedim, göÄŸsüne gömdüm burnumu 

En son teftiÅŸine çıkana deÄŸin 
KoÅŸtururken ardından o uçmaktaki devin 
Daha baÅŸka tür aÅŸklar, geniÅŸ sevdalar için 
Açıldı nefesim, fikrim, canevim 
Hayatta ben en çok babamı sevdim…
 

CAN YÜCEL