Dört ülke tek ilke: “Dünya yerinden oynar, kadınlar birlik olsa!”

Cinsel istismar düzenlemesiyle ilgili yasa değişikliği önergesi, kadınların ve örgütlerinin büyük tepkisi ile kararlı mücadeleleri sonucunda hükümet tarafından geri çekildi. Benzer durumlar, son iki ay içerisinde Polonya, Arjantin ve ...

Dört ülke tek ilke: “Dünya yerinden oynar, kadınlar birlik olsa!” (23 Kasım 2016)

Cinsel istismar düzenlemesiyle ilgili yasa değişikliği önergesi, kadınların ve örgütlerinin büyük tepkisi ile kararlı mücadeleleri sonucunda hükümet tarafından geri çekildi. Benzer durumlar, son iki ay içerisinde Polonya, Arjantin ve İzlanda’da da yaşanmıştı. Polonya’da kürtajın tamamen yasaklanması ile ilgili yasa düzenlemesi iptal edilirken, Arjantin’de yüz binlerce kadın, 16 yaşındaki bir kızın tecavüz edilip öldürülmesini protesto etmek amacıyla sokaklara döküldüler. İzlandalı kadınlar da ‘eşit işe eşit ücret’ mücadelesinden zaferle çıktılar.

Kadıköy, İstanbul

17 Kasım Perşembe gece yarısı Meclis’ten alelacele geçirilmeye çalışılan Torba Yasa’nın içerisinde yer alan ‘cinsel istismar düzenlemesiyle ilgili yasa değişikliği’nin görüşülmesi ve oylaması, muhalefet partilerinin karşı çıkmaları üzerine, yeterli çoğunluk bulunmadığı için son dakikada 22 Kasım Salı gününe ertelendi.

Beşiktaş, İstanbul

Hafta sonunda 126 kadın örgütünün ortak imzası ile yayınlanan açıklamada, "Cinsel istismar, tecavüz ve evlilik kelimeleri aynı cümlede kullanılamaz! Evliliğe cinsel istismar ve tecavüz suçunu aklayan bir hukuki statü tanınması kabul edilemez" denildi.

TBMM Dikmen Kapısı, Ankara

Aradan geçen 4 günlük sürede, başta kadınlar ve örgütleri olmak üzere, toplumun her kesiminden o kadar büyük tepkiler geldi ki, Cumhurbaşkanı ‘uzlaşı ve mutabakat’ çağrısında bulundu. Başbakan da yine aynı şekilde muhalefet partileri ile görüşülerek ‘revize’ edilmesi talimatını verdi.

TBMM Dikmen Kapısı, Ankara

Dört gün boyunca Türkiye’nin dört bir yanında sokaklarda olduğu gibi 22 Kasım Salı günü de binlerce kadının TBMM’nin etrafında toplandıkları anda önergenin geri çekildiği açıklandı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yaptığı açıklamada, “Eğer ileride siyasi partiler bu konuda geniş bir konsensüs sağlarlarsa yeniden gündeme gelebilir ama onun dışında bu konu artık kapanmıştır" dedi.

POLONYA’DA KADINLAR HAYATI DURDURDU

Polonya’da Ekim ayı başında, kürtajın tamamen yasaklanması ve kürtaj olanlara beş yıl hapis cezası verilmesini öngören yasa teklifini protesto için kadınlar genel greve giderek meydanları doldurdular.

Başkent Varşova’da binlerce kadın kürtajın tamamen yasaklanmasını isteyen öneriyi protesto etmek amacıyla sokaklara döküldü.

Ülkede “Kara Pazartesi” olarak adlandırılan 3 Ekim günü, tasarıya karşı çıkan kadın işçiler ve öğrenciler, iş bıraktı ve derslere katılmadı, ev hanımları da ev işlerini yapmayı ret ettiler. Protestolara en az 6 milyon kadın katıldı. Ülkede bazı iş yerleri ve restoranlar da açılmadı.

Kürtaj eylemini katılan Polonyalı kadınlar, "Kadınlar kendi hayatları ve doğacak bebekleriyle ilgili kararları kendi almalı. Cinsel saldırı sonucu oluşan hamileliğin sona erdirilmesine izin vermemek tam bir zalimlik" sözleriyle tepkilerini dile getirdiler.

Kadınların siyah giysiler giyerek düzenledikleri gösteriler, kamuoyundan da büyük destek aldı.

Gösterilere bu kadar büyük katılım beklemediklerini belirten iktidar partisi yetkilileri, şaşkınlıklarını gizleyemedi. Hatta Eğitim ve Bilim Bakanı Jaroslaw Gowin, "Kadınlar bize iyi bir ders verdi" açıklamasını yaptı.

Hükümet, yasa tasarısı geri çekilerek iptal edildiğini açıkladı.

Kadınların engelline takılan yasa tasarısı, cinsel saldırı ve aile içi cinsel saldırı sonucu oluşan hamileliğin sonlandırılmasını yasaklıyordu.

ÖZGECAN CİNAYETİNE BENZER BİR VAHŞET, ARJANTİNLİ KADINLARI SOKAKLARA DÖKTÜ

Arjantin’de 16 yaşındaki bir kızın tecavüze uğrayarak öldürülmesinin ardından on binlerce kadın ülkenin dört bir yanında protesto eylemleri düzenledi.

Mar del Plata kentinde 16 yaşındaki Lucia Perez isimli bir genç kadının uyuşturucu verilerek, cinsel şiddet sonucu öldürülmesi ülkeyi yasa boğdu. Faillerin aşırı dozdan öldüğü izlenimi vermek için Perez’in vücudunu yıkayıp yeniden giydirdiği ortaya çıktı. Savcılık, Perez’in ‘insanlık dışı cinsel şiddet’e maruz kaldığını, çektiği fiziksel acı yüzünden kalp krizi geçirerek öldüğünü açıkladı.

Türkiye’yi ayağa kaldıran Özgecan Aslan cinayetiyle benzerlikler taşıyan saldırı, sadece Arjantin’i değil, kadına şiddet oranının yüksek olduğu birçok Latin Amerika ülkesini de derinden etkiledi.

Gösteriler diğer ülkelere de taştı

Latin Amerika’da etkili ‘Bir Az Değil’ isimli inisiyatifin düzenlediği eylemlerle, Perez’in ölümünün ardından, kadına şiddet on binlerce Arjantinli kadın tarafından protesto edildi. Yağmurlu havaya karşın Buenos Aires’de toplanan binlerce kadın Plaza de Mayo’ya yürüdü. Gösteriler, ‘Kara Çarşamba’ adıyla düzenlenirken, kadınlar da siyah giyindi.

Arjantin’deki eylemlere, El Salvador, Meksika, Guetemala’da düzenlenen gösteriler eşlik etti.

Arjantin’de yapılan son anketler, ‘güvenlik’ kaygısının gitgide artarak ‘enflasyon’ endişesini de geride bıraktığını gösteriyor. Ülkede insan hakları gruplarına göre her 30 saatte bir kadın öldürülüyor. Kadına şiddete karşı getirilen daha yüksek cezalar da, şiddet vakalarının düşmesine pek katkı sağlamadı.

Tanıdık endişe

Reuters’a eylemler sırasında konuşan Arjantinli protestocu Victoria Vazquez’in sözleri, Türkiye’de ve dünyanın birçok yerindeki kadınların endişelerini yansıtır nitelikte: “Sokakta yürürken güvende hissetmek istiyorum, tıpkı erkekler gibi. Kimse beni rahatsız etmeden, yaz günü etek giyebilmek istiyorum.”

Arjantin’de bu korkunç olaydan sonra kadına karşı şiddet uygulayan erkeklere daha fazla cezayı öngören yasal düzenlemeler gündeme geldi.

İZLANDA'DA KADINLARDAN 14.38 PROTESTOSU: ‘EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET’

İzlanda'da kadınlar, erkeklerle eşit ücret alabilmek için saat 14.38'de iş bıraktılar ve protesto gösteresi yaptılar.

Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre dünyada kadın erkek eşitliği konusunda birinci konumda olan İzlanda'da kadınlar son 10 yıl içinde 3. kez sokağa çıktı.

Ülkenin başkenti olan Reykjavik’de binlerce kadın, 24 Ekim’de iş yerlerinden çıkarak kent meydanında toplandı. Cinsiyet eşitliği konusunda görece ileri olduğu belirtilen ülkelerden olan İzlanda’da kadınlar, erkeklerden yüzde 18 daha az kazanıyorlar. Buna göre, 8 saatlik bir iş gününde kadınlar, 14.38’den sonra ücret almaksızın çalışmış oluyor.

24 Ekim 1974 tarihinde kadınların yüzde 90 oranında katılımıyla bu grevlerin ilki yapılmıştı. Kadınlar bu tarihte, eşit ücret ve politik hak talebiyle, toplumsal konumlarının önemine dikkat çekmek için yemek yapmayı ve çocuk bakmayı bırakmıştı.

2005 yılında kadınlar, aynı gün 14.08’de iş bırakmıştı, çünkü erkeklere oranla, tam bu saatten sonra ücretsiz çalışmış oluyorlardı.

2008’de gün yine aynı, saat ise bu kez 14.35’ti.

11 yılda toplam 3 dakikadan az süre kazanan kadınların, İzlanda haber sitesi Grapevine’nın haberine göre bu hızla devam ederse erkeklerle aralarındaki ücret farkı 52 yılda kapanacak.

İzlanda Emek Konfederasyonu Başkanı Gylfi Arnbjörnsson “Cinsiyetten kaynaklı ya da değil, herhangi bir ücret eşitsizliği meselesinin çözümü için 50 yıl beklemek kabul edilemez. Bu bir ömür demek” dedi.