Pandemi milyarderlere yaradı, halk ise yoksullaştı4 sene ÖNCE
Pandemi milyarderlere yaradı, halk ise yoksullaştıKoalisyon hükümeti kurulmayıp da 5 ay sonra yeniden bir seçime gitmenin Türkiye’ye bedeli ağır olacak
Türkiye 7 Haziran Genel Seçimleri’nden 5 ay sonra, 1 Kasım Pazar günü yeniden erken genel seçime gidiyor. Yapılacak bu seçim, iki yıl içerisinde gerçekleştirilen dördüncü seçim olacak. Anket sonuçlarına bakılırsa, çok önemli bir değişiklik de beklenmiyor. Belki bazı partilerin oy oranlarında yüzde 1-2’lik değişiklikler olabilir. Büyük olasılıkla yine 4 partili bir Meclis olacak ve yine hiçbir parti tek başına iktidar olamayacak.
Türkiye tarihinde ilk kez bu kadar kısa aralıkla bir erken seçime gidiliyor. 56 milyon seçmen yeniden oy kullanacak. Seçimlerde; adaylar, partiler ve devlet yine / yeniden yüklüce bir miktar para ve zaman harcayacak.
Peki bir koalisyon hükümeti kurulmayıp da 5 ay sonra yeniden bir seçime gitmenin Türkiye’ye bedeli ne olacak?
Sadece seçimin maliyeti 1,5 – 2 milyar
1 Kasım Pazar günü yapılacak olan erken seçimin, ekonomistlerin yaptıkları hesaplamalara göre, ekonomiye doğrudan ve dolaylı yollarla getirdiği yük 1,5 – 2 milyar lirayı bulacak.
Önümüzdeki iki ayda yine bol keseden toplu açılış ve temel atma törenlerine tanık olacağız. Üstelik bunlar yukarıdaki hesaba dahil değil!
2 milyar lira ile neler yapılabilirdi?
– 2 milyar lira, CHP’nin seçim vaadinde yer alan emeklilere iki bayram ikramiye verilmesinin maliyetinden bile fazla. Üstüne bir de asgari ücret, memur ve emekli maaşlarında iyileştirme yapılabilirdi.
-Memura yapılan yüzde 1'lik zammın maliyeti 1 milyar TL. Bu parayla memura yüzde 2 zam yapılabilirdi.
-TOKİ yoksul ve dar gelirler için tanesi 100 bin liradan 20 bin adet konut yapabilirdi.
– Birim maliyeti 25 milyon lira olan 100 yataklı 80 tane hastane inşa edilebilirdi.
– 24 derslikli 267 tane ilköğretim okulu hizmete alınabilirdi.
-2 milyon lira inşaat maliyetiyle 1000 tane huzur evi inşa edilebilirdi.
-Kilometresi 600 bin liradan 3333 kilometre duble yol inşa edilebilirdi.
– KOSGEB 40 bin kişiye girişimci kredisi verebilir ve bu sayede binlerce kişi iş bulabilirdi.
– 20.000 bin sanayiciye şirketlerini büyütmesi için kredi verilebilirdi.
Ekonomiyi olumsuz etkileyecek
Her seçim öncesinde olduğu gibi "ekonomik ve siyasal belirsizlik" piyasaları olumsuz etkileyecek.
Erken seçim, piyasalar tarafından en arzu edilmeyen senaryoydu ama ne yazık ki gerçek oldu. Dolar şimdiden 3 TL’yi geçti. Dolar ve Euro'daki sert hareketler, enflasyon dahil birçok göstergeyi olumsuz etkileyecek.
Yurtiçindeki siyasi belirsizlik ve güvenlik riskleri yatırımcıları tedirgin ediyor. Seçim atmosferinde yatırımcılar geleceği göremedikleri için yatırımlarını erteleyecekler. Ekonomik büyüme yavaşlayacak, yıllık büyüme oranı rakamları düşecek, milli gelirimiz kayba uğrayacak. Bütün bunlar zaten yüksek olan işsizliği daha da artıracak.
Seçimin bedelini yine vatandaş ödeyecek!
Döviz fiyatlarındaki yükselme maliyetlere yansıyacak, iğneden ipliğe her şeye zam gelecek. Bu da enflasyonun yeniden hızla tırmanmasına neden olacak.
Öte yandan, Türk şirketlerinin yurtdışından aldığı toplam borç tutarı 172 milyar dolar. Döviz kurundaki her 1 kuruşluk artış 1.8 milyar liralık ek bir maliyet anlamına geliyor. Şirketlerin borçlanma maliyetleri de artacak. Bu da yine tüketici fiyatlarına yansıyacak.
__________________________________________________________________________
_______________________________________________________________________________________________
Türkiye’nin kredi notu da düşecek
Başbakan Davutoğlu'nun erken seçimi işaret eden açıklamalarının ardından Goldman Sachs, Türkiye'nin kredi notunun 6 ay içinde düşebileceği uyarısında bulunmuştu. Standard & Poor's da, erken seçimin Türkiye'deki belirsizliklerin yüksek kalmasına neden olacağı ve siyasi belirsizliklerin ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyeceği uyarısında bulunmuştu. Bir diğer derecelendirme kuruluşu Moody's ise Türkiye notunu güncellememişti.
2016 Bütçesi yapılamayacak
Yılsonunda hazırlanıp Meclis tarafından onaylanması gereken 2016 Yılı Bütçesi, hükümet kurulma sürecine yetişmeyeceği için büyük olasılıkla “geçici bir bütçe” hazırlanacak.
Siyasi belirsizlik
Beş ay içerisinde yeniden ve sadece 2 ay gibi kısa bir sürede apar topar seçime gidilmesi ülkedeki gerilimi yükseltecek, siyasal tansiyonu ve toplumdaki ayrışmayı daha da artıracak.
Üstelik anket sonuçlarına bakılırsa, çok önemli bir değişiklik de beklenmiyor. Belki bazı partilerin oy oranlarında yüzde 1-2’lik değişiklikler olabilir. Büyük olasılıkla yine 4 partili bir Meclis olacak ve yine hiçbir parti tek başına iktidar olamayacak.
Dolayısıyla Kasım’daki seçimden sonra yeni bir siyasi kaos olasılığı da var.
Dış politika ve ülke güvenliği
Güneydoğu sınırımızda, Suriye ve Irak’ta devam eden iç savaş, buna bağlı kaçak mülteci akını ulusal güvenliğimizi tehdit etmeye devam ediyor. 1 Kasım’a kadar olan süreçte, geçici ‘seçim hükümeti’nin bu konuda nasıl bir kararlı politika uygulayabileceği ve ne kadar başarılı olabileceği de merak konusu.
İç güvenlik ve terör ve de seçim güvenliği
Dört yıl aradan sonra, Suruç katliamı ile birlikte yeniden başlayan terör hareketleri, onlarca asker ve güvenlik görevlisinin şehit edilmesi şu anda Türkiye’nin en önemli sorunu.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, sıcak çatışmaların sürdüğü bölgelerde, ‘seçim güvenliği’nin nasıl sağlanacağı da akıllara takılan başka bir soru.