Avrupa’da Dijital Reklam Yatırımları 55 Milyar Euro’yu aştı5 sene ÖNCE
Avrupa’da Dijital Reklam Yatırımları 55 Milyar Euro’yu aştıİki yıl öncesine kadar kimsenin tanımadığı Fransız siyasetçi Emmanuel Macron, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda rakibi aşırı sağcı Le Pen’i (21.4% ) geçerek birinci (23.9% ) olarak çıktı. Böylece Macron, tüm taşları yerinden oynatarak beklenmedik bir popülariteye ulaştı. İlk turu 3. olarak tamamlayan aday Fillon ve Başbakan Cazeneuve'nin de desteğini alan Macron’un seçilmesine artık kesin gözle bakılıyor. Macron, Napolyon’dan sonra Fransa’nın en genç Cumhurbaşkanı olacak.
Seçim öncesinde favori gösterilen isimlerden “En Marche” hareketi lideri Emmanuel Macron kamuoyu yoklamalarını yanıltmadı ve en çok oy alan iki aday arasına girerek 2. tura kaldı. Şimdi 7 Mayıs’taki ikinci turda Marine Le Pen’e karşı mücadele edecek olan Macron cumhurbaşkanlığı için en büyük şansa sahip aday konumunda. Seçildiği takdirde Fransa’nın en geç cumhurbaşkanı olarak tarihe geçecek olan Macron seçim merkezinde coşkulu taraftarlarına konuştu:
“Sevgili vatandaşlarım; bir tane Fransa var başka Fransa yok. O da bizim Fransamız. Bizim yeniden inşa edeceğimiz koruyucu bir Avrupa çatısı altındaki ve vatanseverlerin Fransası. Önümüzde yapacak çok iş var. Ben sizin yanınızda mücadele etmeye hazırım. Bu akşam onurlu bir mücadele başlıyor ve biz kazanacağız. Yaşasın cumhuriyet! Yaşasın Fransa!”
Macron Fransa’ya son dönemde hakim olan iki kutuplu siyasi sistemi ve baş aktörlerini de önemli ölçüde tehdit ediyor. Sandıklardan ilk sonuçların gelmesinin hemen ardından önce Sosyalist aday Benoit Hamon ardından da Cumhuriyetçi François Fillon yenilgiyi kabullendiklerini açıklayarak taraftarlarına 2. turda Le Pen’e karşı Macron’a destek olma çağrısı yaptı.
Bir anda yıldızı parladı
Kısa bir süre öncesine kadar mevcut Cumhurbaşkanı François Hollande’ın en güvendiği isimlerden biri olan eski Ekonomi Bakanı Macron, Sosyalist Parti’nin işleyiş şekline baş kaldırarak görevinden istifa etti.
Bazı uzmanların “halkın Fransız siyasetine kazandırmak istediği yeni bir sima” olarak değerlendirdikleri Macron istifasının ardından “En Marche” adlı hareketi kurdu.
Figaro gazetesi yazarlarından Anne Fulda, Macron hakkında “Emmanuel Macron: Mükemmel bir genç adam” isimli biyografi yazdı.
Fulda: “Çarpıcı olan Macron’un kazanmak için büyük bir şansa sahip olmadan yola koyulması. Maceraya atılıyor. Bazıları onun ve Napoleon Bonapart arasında bir benzerlik olduğunu savunuyor. Niyetini saklamayan, doğrudan bir adam.”
Ekonomi-finans'tan Cumhurbaşkanlığına
2012’de Cumhurbaşkanı François Hollande göreve geldiğinde, Macron Rotschild Bankası’ndaki finans departmanından ayrılıp Hollande’un kabinesinde yer aldı, iki yıl aradan sonra Ekonomi, Sanayi ve Dijital Bakanlığı’nın başına getirildi.
Macron’dan akılda kalanların başında “Macron Yasası” adıyla bilinen “büyüme, istihdam ve ekonomik şartların eşitliği” hakkındaki yasa geliyor. Macron’un kendine özgü birçok alanı kapsayan sonuç vermeyen sosyal politikaları çoğu zaman eleştirilerin odağı oldu.
Nisan 2016’da “En Marche” hareketini başlatan Macron, bu hareketin ne sağcı ne de solcu olduğunu savundu. Orta yoldan yürüyen Macron hem iş dünyasının hem de farklı kollardan siyasilerin desteğini arkasına aldı.
20 yaş büyük öğretmeni ile evlendi
Amerikan tarzı mitingleri, “Hollywood” starlarını andıran şık duruşu ve sadece 39 yaşında genç bir siyasetçi olması medyadaki popülaritesinin ana sebeplerinin başında geliyor.
Macron’un medyatik olmasındaki bir diğer neden de eski Fransızca öğretmeni kendinden 20 yaş büyük Brigitte Trogneux ile 2007 yılında yaptığı evlilik.
Aile yakınların Gregoire Campion: “Mükemmel bir ilişkili olacağını düşünüyordu ve Brigitte’in çocukları tarafından da çok iyi karşılandı. Bu onların hikayesi ben karışamam. Bence bu Fransa ile yaptığı gibi, bir sadakat örneği.”
Genç ve tecrübesiz olduğu için eleştirilen Macron alternatif bir sistem sunan tek aday olması ve kararlılığıyla Fransızların gönlünü fethetti. Macron seçildiği takdirde tüm Avrupa başkentlerini gezerek Euro Bölgesi’ndeki bütçe, çevre, sanayi ve göç krizi konularına çare bulmayı hedefliyor.”
Fransa kadar Avrupa’nın da geleceği belirlenecek
Şimdi Fransızların önünde hem ülkenin hem de Avrupa’nın geleceğini şekillendirecek zor tercihler bulunuyor: AB ile daha derin entegrasyon mu yoksa üyelikten çıkış mı? Serbest ekonomi mi korumacılık mı? Göçmen uyumu için duyarlı politikalar mı yoksa öfkeyle onları ülkeden atmak mı?
Euronews muhabirinin yorumu da durumu özetliyor:
“Seçmenlerin en büyük iki geleneksel partiyi siyasetin dışına iterek daha önce oluşmamış bir tablo meydana getirmeleri ülkede adeta deprem etkisi yarattı. Şimdi önlerinde tamamen zıt iki aday var. Özellikle AB konusu kritik bir dönemeçte ve ikinci turda ana gündemi de belirleyecek gibi görünüyor.”
Fransa seçiyor, Avrupa heyecan çekiyor
Mine G. Kırıkkanat ise Odatv.com’da yayınlanan makalesinde, Fransa’daki seçimlerin Avrupa ve AB’nin geleceği açısından da önemine değinmiş:
Cumhurbaşkanlığı süreci, AB’nin Almanya ile birlikte iki kurucu üyesi ve öteki lokomotifi olan Fransa kadar AB’nin geleceği açısından da hayati önem taşıyor.
Çünkü ABD’de Trump’ın zaferinden sonra Avrupa’da da popülist hükümetlerin yayılmasından, yabancı düşmanlığı güden ve AB karşıtı, hatta Brexit’in zaten zayıflattığı AB’yi bitirmek isteyen partilerin iş başına gelmesinden korkuluyor.
Avrupalılar, iş dünyası başta, AB yanlısı merkez sağ ve sol partilerin desteğini alan Emmanuel Macron’un birinci turu önde bitirmesiyle rahat bir soluk aldı. Avro’nun dünya piyasalarında dünden beri değer kazanması, AB’nin dağılma korkusunun geride kaldığını gösteriyor.
SICAK GELİŞME
Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci tura kalan, Aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisinin Lideri Marine Le Pen, partinin genel başkanlığından istifa edeceğini açıkladı.