Kapitalizmde Son Perde: Dünyanın Otomotiv Üretim Üssü Kepenk Kapattı

ABD’nin otomobil üretim üssü Detroit’in 18 milyar dolara ulaşan borçları nedeniyle aldığı iflas kararı, mahkeme tarafından da onaylandı. Detroit böylece ABD’de resmen iflas eden en büyük şehir oldu. Kanada sınırındaki Detroit’in 18 Temmuz’da aldığı...

Kapitalizmde Son Perde: Dünyanın Otomotiv Üretim Üssü Kepenk Kapattı (5 Aralık 2013)

ABD’nin otomobil üretim üssü Detroit’in 18 milyar dolara ulaşan borçları nedeniyle aldığı iflas kararı, mahkeme tarafından da onaylandı. Detroit böylece ABD’de resmen iflas eden en büyük şehir oldu.

Kanada sınırındaki Detroit’in 18 Temmuz’da aldığı iflas kararı, Michigan Eyaleti Valisi Rick Snyder tarafından onaylanmıştı. Detroit’le ilgili son kararı ABD İflas Mahkemesi verdi.

Michigan eyaletine bağlı Detroit’in 18 Temmuz’da aldığı iflas kararı, eyalet valisi Rick Snyder’inonayının ardından, ABD İflas Mahkemesi tarafından da ”uygun” görüldü.

Yargıç Steven W. Rhodes, bir zamanların gurur şehrinin borçlarını ödeyemez durumda olması nedeniyle bu karara vardıklarını belirterek, “Umuyorum ki şehirle ilişkili herkes bunun bir fırsat olduğunun farkına varacaktır” dedi.

Belediye Başkanı Dave Bing, ‘bunun kaçınılmaz son olduğunu’ ifade etti: “Göreve geldiğimden beri, yaşadığımız bunca krizin ardından bunun kaçınılmaz olduğu belliydi. Kimsenin böyle bir şeyle karşılaşmak zorunda kalmayı istediğini sanmıyorum, fakat durum bu. Şimdi birbirimizle kavga etmek yerine el ele vermemiz daha önemli.”

Eyalet valiliği tarafından yerel yönetimin başına atanan Kevyn Orr, ‘kendilerini zorlu bir görevin beklediğini’ kaydetti: “Karardan memnun olduğumuz kadar; şehrin borcunu yapılandırma ve kamu hizmetleri düzeyini iyileştirme ihtiyacından dolayı endişeliyiz. Aynı zamanda şehri demokrasisini de onaracak bir şekilde bu iflastan çıkmaya hazırlamamız gerekiyor.”

Detroit yerel yönetimi, yaklaşık 18 milyar dolarlık borcu yüzünden geçtiğimiz temmuz ayında iflas kararı almıştı. İflas Mahkemesi’nin söz konusu kararı onayan hükmü, dört buçuk aylık belirsizliğe nokta koymuş oldu.

Hayalet kente dönen Detroit’in geleceğine ilişkin belirsizlik sürerken, kurtuluş için kennteki sanat müzesinde bulunan değerli tabloların satılmasını önerenler var. Ancak bu tabloların değeri 2 milyar dolar olarak hesaplandığından 18 milyar dolarlık borcu karşılamayacağı bilindiğinden, gerekirse kentteki diğer tarihi ve doğal değerlerin satışa çıkartılmasını önerenler de var.

20. Yüzyıl’ın başında Henry Ford’un otomobil fabrikası kurmasıyla yıldızı parlayan ve “Motorcity” diye adlandırılan Detroit, özellikle 2009 yılında Chrysler ve General Motors’un iflaslarını açıklamasıyla hızlı bir düşüş trendine girdi.

1950’de 1 milyon 850 bin olan şehir nüfusu, 2010’da 713 bine, son dönemde de 700 binin altına düştü. Birey ve şirketler gibi şehirlerin de iflas etme hakkı bulunan ABD’de, 2010’dan bugüne 38 şehir iflas başvurusunda bulundu.

ÖNCE FABRİKALAR SONRA İNSANLAR KAÇTI

Aslında Detroit kapitalizmin örnek kenti olabilirdi. Henry Ford, 1914’te burada ilk otomotiv fabrikasını kurduğunda o güne kadar görülmemiş bir adım atarak işçilerin ücretlerini günde 5 dolara çıkardı. Yani bugünün parasıyla günde 116.75 dolar, ayda 3 bin 269 dolar maaş vermeye başladı. Asıl endişesi işçilerin düşük ücretler ve uzun çalışma saatleri nedeniyle çok uzun süre tutunamaması ve dolayısıyla verimin düşmesiydi.

Ama Ford’un bu girişimi Detroit’te orta sınıfının tohumlarını attı. Detroit 1920 yılında ABD’nin en büyük dördüncü kentiydi. Ford, Chrysler, General Motors gibi markalar şehri dünyanın otomotiv başkenti haline getirmişti.

SENDİKA HAREKETLERİ

Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında devler büyürken küçük fabrikalar tek tek kapanıyordu. 1958’de şehrin yüzde 20’si işsiz kalmıştı. Ama belediye işsizlere sağlık, yakıt ve kiranın yanı sıra haftada 10 dolar (2013’te 80 dolar) harçlık dağıtıyordu. 1960 yılına gelindiğinde ABD’de kişi başına düşen gelirin en yüksek olduğu şehir hala Detroit idi.

Paranın en bol olduğu dönemde sermayedarlar büyürken işçileri geride bırakmıyordu ya da en azından öyle gözüküyordu. Sendikaların neredeyse tüm istekleri kabul ediliyordu. Ancak üç büyükler bir süre sonra geri adım attı.

Sendikanın en güçlü olduğu fabrikalarına alternatifler kurarak aynı parçaların eş zamanlı üretimine geçtiler. Örgütlü işçilerin olduğu fabrikalar hızla küçülürken şehir dışında sendikanın zayıf olduğu fabrikalar hızla artıyordu.

1945-57 arasında üç büyüklerin kurduğu 25 fabrikanın tamamı Detroit şehir sınırları dışındaydı. Siyahların 1967’de 5 gün süren isyanının ardından fabrikalarla birlikte insanlar da kaçmaya başladı.

Orta sınıf Detroit’i terk ederken onların işletmelerinin yerine yenileri hiç açılmadı. Daha da çok fabrika farklı eyaletlere ve ülke dışına taşındı. Bir zamanlar Detroit’e akın eden işçiler şimdi gerisini geri güney eyaletlerinde açılan yeni fabrikalara kaçıyordu. 1950 yılında 1.8 milyon olan nüfus 2000’de 951 bine geriledi. 2010’da nüfus 700 binlere kadar düşmüştü.

CEO’LAR HEP KAZANDI!

General Motors ve Chrysler’ın 2009 yılında iflaslarını istemesi işsizlik oranlarını yüzde 27.8’e kadar çıkardı. Sendikalar artık tek kalemde maaşları saatte 28 dolardan 14 dolara indirmeyi kabul edecek kadar çaresizdi. Bugün bir fabrikada ortalama ücret saatte 8.50 dolara kadar indi. İşsizlik oranı ise yüzde 18.6. Şehirde 16 yaşından büyüklerin yalnızca yarısı çalışıyor. Detroit’in yüzde 36.2’si fakirlik sınırının altında yaşıyor.

Sermayedarların sembolik bile olsa kârı paylaşmak gibi bir kaygısı kalmadığı ise artık kesin. Federal hükümetin devreye girmesiyle iflastan kurtulan General Motors’un CEO’su Dan Akerson 2012’de bir önceki yıla göre yüzde 44.1 daha fazla ikramiye alarak 11.1 milyon dolar kazandı.