Yıllar sonra İstanbul’a kar fırtınası geliyor! Hazır mısınız?4 sene ÖNCE
Yıllar sonra İstanbul’a kar fırtınası geliyor! Hazır mısınız?İstanbul’daki Gezi Parkı gösterilerinin ilk günlerinde bir TOMA’yı karşısında durup kollarını açarak durduran ve direnişin simgelerinden birine dönüşen ‘siyahlı kadın’ BBC Türkçe servisine konuştu.
Üzerindeki siyah elbise nedeniyle ‘siyahlı kadın’ olarak adlandırılan kadının kimliğiyle ilgili farklı bilgiler veren haberler yayınlandı.
‘Siyahlı kadın’ olarak bilinen Kate Mullen BBC Türkçe’ye kimliği ve gerçekleştirdiği eylemle ilgili bilgi verdi.
‘Değişim programı öğrencisiyim’
Cullen Avustralyalı bir öğrenci olduğunu söylüyor.
Sydney’de sosyoloji okuyormuş. 21 yaşında bir Avustralyalı. Üniversitede okurken resepsiyonistlik gibi yarı zamanlı işlerde çalışıyormuş.
İstanbul’a geliş nedeni ise eğitim.
2012 Eylül’ünde Ä°stanbul’a geldiÄŸini ve öğrenci deÄŸiÅŸim programı kapsamında Koç Ãœniversitesi’nde eÄŸitim gördüğünü aktaran Cullen, ”BaÅŸlangıçta sadece bir sömestr kalmayı planlıyordum ama bu kentin, insanların ve kültürün içinde yaÅŸadıktan sonra bir yıl boyunca kalmaya karar verdim.”” diyor.
‘Avustralya’da da eylemlere katılmıştım’
Ä°lk eylemi deÄŸil Cullen’ın Gezi Parkı gösterileri. Cullen, Sydney’de birkaç gösteriye katıldığını, Avusturya’nın ”sığınmacıların ülkeye gelir gelmez gözaltına alınması politikasını” protesto etmek için sokaÄŸa çıktığını, ayrıca Irak savaşı karşıtı gösterilere ve Sydney’deki Occupy – Ä°ÅŸgal eylemlerine katıldığını anlatıyor.
‘Beni binaya sokup yardım edenlerden ilham aldım’
Peki Gezi Parkı eylemlerine nasıl yer almış Cullen?
Mayıs ayı sonunda protestolardan haberdar olduğunu, bazı arkadaşlarının da eylemlere katıldığını anlatıyor ve şöyle devam ediyor:
”Mayıs ayı boyunca Ä°stiklal Caddesi’nde kesinlikle ÅŸiddet içermeyen eylemlerde polisin göstericilere sürekli gazla müdahale ettiÄŸini gördüm. Ben de bir akÅŸam Cihangir’deki evime dönerken gaza maruz kaldım. Hayatımda hiç böyle bir ÅŸey yaÅŸamamıştım. Acı gözlerimi yakıyordu ve nefes alamıyordum. Åžansıma bir adam beni tutup bir binaya soktu. Binada bir grup insan vardı. Bana, gözlerime sıkmak için limon ve yanığı yatıştırmak için süt verdiler. Burası muhtemelen Ä°stanbul’daki LGBT topluluÄŸunun merkeziydi. Bana kim olduÄŸumu sormadılar. Bana yardıma ihtiyacı olan bir insan olarak davrandılar. Tük veya yabancı, erkek veya kadın, eÅŸcinsel veya heteroseksüel, Hıristiyan veya Müslüman olmama bakmaksızın bana eÅŸit bir ÅŸekilde sevgiyle yaklaÅŸtılar. Bu grubun iyiliÄŸini, gücünü, kararlılığını deneyimimle gördükten sonra, ben de onlardan ilham aldım. Kendilerine çok minnettar olduÄŸum bu insanlara dayanışmak ve gerçekten inandığım bir ÅŸey için ayaÄŸa kalkmak isteÄŸim alevlendi.”
‘Hayatımda hiç böyle bir ruh hali görmemiştim’
Cullen, daha sonra cuma, cumartesi ve pazar günkü gösterilere katılmış. Ocak ayından bileti varmış Orta Amerika seyahati için. ”Tencere ve tavalarla ÅŸarkılar söylemiÅŸ, gazlı müdahaleye maruz kalan eylemcilere limon yardımı yapmış.
Hayatımda daha önce tanık olmadığı bir dayanışma, birliktelik ve iyimserlik duygusundan söz eden Cullen, şöyle devam ediyor:
”Beni en fazla etkileyen hayatın farklı kesimlerinden insanların gösterilere katılımıydı: Genç ve yaÅŸlı, BeÅŸiktaÅŸlı ve Galatasaraylı, dindar (Ãœzerinde ‘Kapitalizme Karşı Ä°slam’ yazan pankartı taşıyan bir grup baÅŸarötülü kadının yürüdüğünü ve Cihangir’deki cami önünden geçerken herkesin onları alkışladığını hatırlıyorum) ya da deÄŸil… Polis daha fazla gazladıkça ve daha fazla tazyikli su sıktıkça insanlar ÅŸiddete karşı ÅŸiddetsiz bir direniÅŸ için daha fazla birleÅŸti ve kararlı hale geldi. Gerçekten öyle iyimser bir duygu vardı ki insanlar dayanışma içinde olmanın gücünü fark ettiler.”
‘Fotoğrafçıları görünce TOMA’nın önüne geçtim’
Cullen, eylemlerin önemli simgelerinden biri haline gelen fotoğrafın çekildiği anı ise şöyle anlatıyor:
”Bu fotoÄŸraf Cumartesi sabahı çekildi. Cuma gecesinden beri gösterilerdeydim ve henüz uyumamıştım. O gece üç ayrı olayda gazlanmıştım. Göstericiler birlik duygusu içinde bu harekete bir ÅŸey borçlu olduÄŸumu hissettim. Kalabalık bir grup olarak Alman Hastanesi’nin yakınlarında bir TOMA’nın önünde slogan atıyorduk. Hepimiz Türk medyasının bu protestoların hiçbirini yayınlamadığını ve olayların medya üzerinden yayılmasının ne kadar önemli olduÄŸunu biliyorduk.”
”Ayrıca iki insanın öldüğünü duymuÅŸtum ve dünyanın yaÅŸanlardan haberdar olması gerektiÄŸini biliyordum. TOMA yakınında kalabalık bir grup fotoÄŸrafçı olduÄŸunu fark ettim ve ÅŸiddete raÄŸmen eylemlerin barışçıllığını vurgulamak için TOMA’nın önünde durup ellerimi açmaya karar verdim. Korkmadım. Gerçekten su sıkacaklarına inanmamıştım ama sıkarlarsa da fotoÄŸraf olaÄŸanüstü olur diye düşünmüştüm.”
‘O artık benim fotoğrafım değil’
Fotoğrafın gösteriler açısından sembole dönüşeceğini tahmin etmediğini belirten Cullen bu dönüşümle ilgili şu yorumu yapıyor:
”Bu fotoÄŸraf artık benimle ilgili deÄŸil. Daha genel olarak düşünürsek benim eylemim kesinlikle hiçbir ÅŸey deÄŸil. Aynısını ve daha fazlasını yapan binlerce göstericiden daha cesurca deÄŸil. Siyahlı kadın artık ben deÄŸilim. O artık beni eve çekip limon veren adam, gururlu bir ÅŸekilde yürüyen anti-kapitalist Müslüman, bana ses çıkarmak için tencere veren başörtülü yaÅŸlı kadın ve inandıkları için ayaÄŸa kalkan ve sokaklara giden her bireydir.”
Şu anda Orta Amerika’da tatilde olduğunu belirten Cullen Sydney’de yaşamaya devam edeceğini, Türkiye’de yaşama planı bulunmadığını ama Türklerin kendisinin favori milleti Türkiye’nin de favori ülkesi olduğunu, bu yüzden Türkiye’ye yeniden gelmek istediğini söylüyor.
Cullen, ”Türkiye’de olsaydım kesinlikle gösterilere yine katılırdım. Kalbim hala insanların gösteri düzenlediÄŸi Ä°stanbul ve Türkiye’de” yorumunu yapıyor.
BBC Türkçe / Mahmut Hamsici