Son pişmanlık fayda etmez!

KAMİL ERYAZAR Parlamenter sistemden başkanlığa geçişi öngören anayasa değişikliği referandumuna 10 gün kala, bağımsız siyasi gözlemciler, ‘evet’ ve ‘hayır’ oylarının neredeyse başa baş olduğunu söylüyorlar. Referandumun so...

Son pişmanlık fayda etmez! (6 Nisan 2017)

KAMİL ERYAZAR

Parlamenter sistemden başkanlığa geçişi öngören anayasa değişikliği referandumuna 10 gün kala, bağımsız siyasi gözlemciler, ‘evet’ ve ‘hayır’ oylarının neredeyse başa baş olduğunu söylüyorlar.

Referandumun sonucunu yaklaşık yüzde 10’luk ‘kararsızlar’ ve KATILIM ORANI belirleyecek! Çünkü yapılan tüm anketlerde, sandığa gidip oy vermeyi düşünmeyenlerin büyük çoğunluğu, ‘eğer oy verecek olsam  HAYIR  oyu kullanırdım’ diyorlar. Yine bu kesimin çoğunluğunu da 18-25 yaş grubu gençler oluşturuyor.

Peki neden oy kullanmayı düşünmüyorlar? Çoğunluğu ‘umutsuzluktan’ bazıları üşengeçliklerinden, bazıları da dünya yansa umurunda olmayan ‘tuzu kuru’ asosyal tembel tipler olduklarından!

Düşünebiliyor musunuz? 130 yıllık parlamenter sistem geleneği olan 80 milyonluk bir ülkenin geleceğini bu ‘yüzde 10’luk’  lümpen grup belirleyecek!

Eğer çevrenizde bu gruba dahil insanlar varsa onlarla bir kez daha konuşun.  Umutsuzlara umut aşılayın, oy kullanmazlarsa umutsuzluklarının ömür boyu kalıcı olacağını anımsatın.  Çünkü bunun bir ‘seçim’ olmadığını, seçimin 4 yılda bir telafisinin olduğunu ancak bu anayasa değişikliğinin ne yazık ki telafisi olamayacağından, ‘geri dönülmez’ bir sürece girilebileceğini belirtin. İhmalkârlıklarının nelere mal olacağını tek tek ve somut örneklerle anlatın.

‘Oy kullanmak’ en temel yurttaşlık görevidir.  Üstelik de bir ülkenin geleceği söz konusu ise artık bu bir ‘görev’ de değil, ‘zorunluluktur’.  Böylesine kritik bir dönemde herhangi bir nedenle bu sorumluluktan kaçanların, bu ülke ve toplumla ilgili bir beklentisi de kalmaz. Çünkü hiçbir neden içinde yaşadığımız bu ülkenin geleceğini belirlemekten daha önemli olamaz. O yüzden de hiçbir mazeret geçerli sayılmaz.

Sadece kendimizin değil, çocuklarımızın, torunlarımızın da geleceği için, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu güzel ülkeyi canları pahasına emperyalist güçlerden kurtarıp bizlere emanet eden büyüklerimize karşı vicdanen sorumlu olduğumuz için, demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklerimize, emeğimize ve ekmeğimize sahip çıkmak için OY VERMELİYİZ, VERECEĞİZ.

“İnanın, güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler göreceğiz.”