2024 DİJİTAL PAZARLAMA REHBERİ1 sene ÖNCE
2024 DİJİTAL PAZARLAMA REHBERİGeçtiğimiz günlerde Almanya’nın bazı eyaletlerinde öğretmenlere sosyal medya kullanımı yasağı getirilmesi yeni bir tartışmayı da gündeme getirdi.
Baden Württemberg Eğitim Bakanlığı’nın eyalette görev yapan öğretmenlere öğrencilerle sosyal medya üzerinden iletişim kurmayı yasaklaması yoğun tartışmalara yol açtı. Öğretmenlerin Facebook, twitter gibi sosyal medya üzerinden öğrencilerle ya da kendi aralarında görevleriyle bağlantılı olarak iletişim kurması daha önce Bavyera ve Schleswig-Holstein eyaletlerinde de yasaklanmıştı. Yasağa gerekçe olarak, kişisel bilgilerin güvenliği konusundaki endişeler gösteriliyor.
Eğitim Derneği federal başkanı Rolf Busch, Almanya’daki pek çok okulda veri korumada yeterince titiz davranılmadığını, ancak yasakla öğretmenleri cezalandırmanın da doğru olmadığını belirtiyor:
“Eğitim bakanları her fırsatta öğretmenlerin öğrencilere her yerde ulaşabilmesi beklentisini dile getiriyor. Ama şimdi öğretmenlerin sosyal medya üzerinden temas kurması istenmiyor. Talepler birbiriyle tamamen çelişkili.”
Sosyal medya pek çok gencin gündelik yaşamı haline geldi. Öğretmenlerle sosyal medya üzerinden iletişim kurmak, e-posta ya da telefon üzerinden temas kurmaya göre çok daha samimi ve pratik olarak görülüyor. Ders ya da etkinliklerle ilgili duyuruları sosyal medya üzerinden yapmak, öğretmenlerin de işini kolaylaştırıyor.
Veri koruma ve eşitlik endişeleri
Ancak bu şekilde öğretmen ile öğrenci arasında özel alanın giderek daralması gibi endişeler de mevcut. Ayrıca her öğrencinin internet bağlantısı ya da akıllı telefona sahip olmadığı, her ailenin, çocuğunun sosyal medya kullanımına sıcak bakmadığı gibi tezler de dile getiriliyor. Baden-Württemberg eyaleti Öğrenci Konseyi Başkanı Selman Özen, öğrencilerle öğretmenler arasında sosyal medya üzerinden iletişim kurulmasını olumlu görüyor, ancak veri güvenliği dışında bazı endişelere de dikkat çekiyor:
“Her öğrenci Facebook’a kayıtlı değil. Okul etkinliklerine katılabilmek için öğrencilere Facebook’a kaydolma yükümlülüğü getirilemez.”
Öğretmenlerin de kafası karışık. Facebook’taki temasın ne noktadan sonra görev kapsamına girdiği, neyin yasağın ihlâli anlamına geldiği gibi konular yeterince açık değil.
Eğitim Derneği federal başkanı Rolf Busch, ne yapılması gerektiğiyle ilgili şunları söylüyor.
“ Siyasetçiler, yasal düzenlemeleri gerçeklerle uyumlu hale getirmeli. Bu, veri güvenliğinin zayıflatılması anlamına gelmiyor. Birinin banka hesabının içi boşaltıldı diye online bankacılık toptan kaldırılmaz. Günlük normal yaşamda da birilerinin cüzdanı çalınabilir. Yani yeniçağın gereklerine ayak uydurulmalı.” (Deutsche Welle Türkçe)
TÜRKİYE’DE DURUM
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Ortaöğretim Kurumları Ödül ve Disiplin Yönetmeliği’ne “cep telefonları ve benzer elektronik ürünler üzerinden işlenen elektronik suçları eklemeyi” gündemine aldı. Yetkililerin “Öğrenciler, öğretmenin dersteki fotoğrafını çekip, Facebook’ta paylaşıyor, etik değil”açıklamasına karşın, yapılmak istenen değişiklik “öğrencilerin sosyal medya etkinliklerinin izlenmesi” olasılığını akıllara getirdi.
Cumhuriyet gazetesinden Sinan Tartanoğlu‘nun bu konudaki haberi şöyle:
MEB, bakan ve müsteşar değişikliği nedeniyle bir yıldan fazla süredir taslak halinde tuttuğu Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin bağlı mevzuatından Ödül ve Disiplin Yönetmeliği’ne bir madde eklemeyi planlıyor. Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nin değiştirilmesi için yeniden düğmeye basılması durumunda, bağlı Ödül ve Disiplin Yönetmeliği’ne de elektronik suçlara ilişkin bir madde eklenecek. Madde, “cep telefonu, bilgisayar, internet, çağrı cihazı ve benzeri elektronik araçlarla ilgili disiplin hükümleri” içerecek.
Bakanlık, Gezi olayları sırasında protestoları destekleyen bazı öğretmenler hakkında inceleme başlatmış, öğretmenlerin twitter hesapları da mercek altına alınmıştı. Aynı inceleme kapsamında öğrencilerin de Twitter şifreleri istenmişti.
Zaten yasak!
Ancak sözkonusu yönetmelikte, sınıfta cep telefonu kullanımı zaten yasak. Yönetmeliğe göre, “Cep telefonu ile ses ve görüntü alarak eğitimi olumsuz etkilemek kınama, etik olmayan ses, söz ve görüntülerle rahatsız edici davranışlarda bulunmak uzaklaştırma, yasak yayın bulundurarak kişi ve kurumlarla ilgili ses, söz ve görüntüleri sanal ortamda yaymak ise eğitim öğretim dışına çıkarma” cezalarını gerektiriyor.
Veliler ihbar etmişti
Bu hükümlerin varlığına karşın, elektronik suçlara ilişkin yeni bir düzenlemenin gündeme gelmesi, bakanlığın ve il milli eğitim müdürlüklerinin Gezi olayları sırasındaki uygulamalarını anımsattı. Protestolar sırasında, öğrencileri ve öğretmenleri olaylara destek vermek üzere kışkırttığı düşünülen bazı öğretmenler hakkında inceleme başlatılmıştı. Açılan incelemede, il milli eğitim müdürlükleri, velilerden gelen şikayet üzerine öğretmenlerin Facebook’ta protestolarla ilgili paylaştıklarını da mercek altına almıştı. Hakkında inceleme başlatılan öğretmenler ile irtibat içinde olduğu düşünülen öğrenciler de müfettiş karşısına oturtulmuş, öğrencilerin Twitter hesapları dahi istenmişti.