Trump’ın Covid-19 Tedavisi Gördüğü Hastaneden Görüntüler4 sene ÖNCE
Trump’ın Covid-19 Tedavisi Gördüğü Hastaneden GörüntülerAmerika Birleşik Devletleri’nde Donald Trump ve Cumhuriyetçi yönetim üzerindeki baskı giderek artıyor
ABD'de son üç günde yaşanan iki önemli gelişme, tartışmaların başlamasına ve Başkan Donald Trump'ın görevinden azledilmesi sürecinin başlatılması çağrılarının daha yüksek sesle dile getirilmesine neden oldu.
Önce Washington Post, Trump'ın Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ile yaptığı görüşmede bir başka ülkeden gelen çok gizli bir istihbaratı paylaştığını bildirdi.
Trump, bu haberi doğruladı ve buna hakkı olduğunu söyleyerek, bu kararını savundu.
Daha sonra New York Times gazetesi de, Trump'ın kısa bir süre önce görevden aldığı Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı James Comey'den eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn hakkında Rusya ile ilişkilerinden dolayı açılan soruşturmanın kapatılmasını istediğini öne sürdü. Beyaz Saray, bu iddiaları yalanladı. Temsilciler Meclisi Sözcüsü Paul Ryan iddiaların araştırılacağını söyledi.
Demokratlar ise soruşturmanın yalnızca Trump’ın güvenlik danışmanı Flynn ile sınırlı kalmaması, ayrıca Başkan Trump’ın da soruşturmaya müdahalesi sebebiyle yargı önüne çıkmasını istiyor.
“Sayın sözcü, ben bugün Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın yargıyı engellemesi gerekçesiyle yargılanmasını talep ediyorum.”(Al Green, Demokrat Parti Teksas milletvekili)
Trump’ın görevden alma kararı ardından yöneltilen iddialar sokağa da yansıdı. Karşılıklı gösteriler düzenlenirken Trump karşıtları başkana ihanete varan ağır suçlamalar yöneltti ve istifaya çağırdı.
Bu gelişmeler Trump için görevden azil sürecinin başlatılabileceğine dair yorumların daha yüksek sesle yapılmasına neden oldu. Bazı Temsilciler Meclisi üyeleri, azil sürecinin başlaması için başvuruda bulunabileceklerini açıklarken, ilk kez bir Cumhuriyetçi Kongre üyesi de bu ihtimali gündeme getirdi.
Temsilciler Meclisi'nin Cumhuriyetçi Üyesi Justin Amash, ''New York Times'ın haberinin doğru çıkması halinde Trump'ın Comey'den soruşturmayı durdurmasını istemesinin azil sürecinin başlatılması için yeterli zemini oluşturdu mu'' sorusuna "Evet" yanıtını verdi.
Putin, Trump’a destek çıktı!
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la gizli bilgiler paylaştığı iddialarına ilişkin, Washington uygun görürse, ABD Kongresi'ne Trump-Lavrov görüşmesinin kayıtlarını verebilecklerini belirtti.
Reuters: Trump'ın danışmanları Rus yetkililerle en az en az 18 kez temas kurdu
Reuters haber ajansı, ABD Başkanı Donald Trump seçim kampanyası danışmanlarının en az kez Rus yetkili ve Rus yönetimiyle yakın ilişkileri olan isimlerle ilişkileri olduğunu yazdı.
Reuters haberini, Trump ile Rusya arasındaki bağdan haberi olduğunu ifade ettiği ABD'li eski ve yeni yetkililere dayandırıyor.
Haberde, Trump'ın seçim kampanyasını yürüten ekip ve Trump'ın yardımcılarının 2016 yılı Nisan ve Kasım aylarında Rus yetkililerle telefonda ve e-posta aracılığıyla iletişime geçtikleri, görüşmelerde ekonomik ilişkileri, Çin ile ilişkileri ve IŞİD'le mücadelede işbirliğini konuştukları belirtildi.
FBI, Trump'ın ABD seçimleri öncesi Rus yetkililerle arasındaki bağı soruşturuyor.
Rusya soruşturması için özel savcı atandı
ABD'de eski FBI başkanlarından Robert Mueller, Rusya'nın başkanlık seçimlerine müdahalesi iddialarıyla ilgili soruşturmanın başına dışarıdan özel savcı olarak getirildi.
Adalet Bakanı Başkan Yardımcısı Rod Rosenstein, soruşturmayı denetlemek için alan dışından birinin özel savcı olarak atanmasının 'kamunun yararına olduğunu' söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump ise Twitter hesabı üzerinden bir açıklama yaparak, "Clinton'ın seçim kampanyası sırasında ve Obama yönetimi döneminde yaşanan yasadışı uygulamalar için özel savcı atanmamıştı" diyerek soruşturmaya tepki gösterdi.
BBC'nin Washington'daki muhabiri Anthony Zurcher, atamayla ilgili, Mueller'ın Washington'da itibarlı bir kişi olduğunun altını çizerek, "Rusya hikayesi şimdi yeni ve daha ciddi bir safhaya giriyor" yorumunu yaptı.
Piyasalar tepetaklak
Uluslararası piyasalar Trump liderliğindeki Beyaz Saray yönetiminin içinde bulunduğu zor durumun etkisiyle günü kayıplarla kapattı.
ABD’nin üç büyük borsası günü yüzde 2'ye yaklaşan kayıplarla kapattı. Banka hisselerindeki düşüş yüzde 2’nin de üzerinde gerçekleşti. Dolar ise endeksi seçim sonrası aldığı kazanımları kaybetti.
Trump bir kez daha medyaya yüklendi
Bütün bunlar olup biterken Başkan Trump, Amerikan medyasına yine sert tepki gösterdi: “Tarihte hiçbir politikacıya daha kötü ve adaletsiz olunmadı” dedi.
ABD'de başkanların azil süreci nasıl işliyor, karar nasıl alınıyor?
ABD anayasası, Kongre'ye başkanın üç kategoriden en az birince suç işlemesine kanaat getirilmesi halinde görevden alma yetkisi veriyor.
Bu suçlar ABD'nin düşmanı olan bir ülkeye yardım etmek olarak tanımlanan "ihanet", siyasi fayda karşılığında para ya da hediye kabul etmeyi içeren "rüşvet" ve yasalarda kesin bir tanıma yer verilmeyen "ağır ve vahim suç" işlemek ya da "başka kötü davranışta" bulunmak olarak sıralanıyor.
ABD anayasa hukuku uzmanları, son kategoriye ne tarz eylemlerin girdiğinin net olmadığını belirtiyor. Ancak uzmanlara göre, genellikle bu kategorideki eylemlerde, kamuoyunun genelini doğrudan etkileyen ağır bir suçun işlenmesi ya da başkana duyulan güvenin ciddi şekilde kırılması kriterleri aranıyor.
Bugüne kadar, üç başkan hakkında Kongre'de görevden azil süreci (impeachment) başlatıldı. Ancak tarihte bu süreç sonunda Kongre tarafından azledilen ve görevden alınan bir başkan yok.
Azil süreci aslında ABD'nin kuruluşu sırasında İngiltere'den uyarlanan bir sistem. Bu süreç; herhangi bir yargı sürecinde olduğu gibi yargılama, hüküm ve cezalandırma aşamalarından oluşuyor.
ABD'de başkan azil sürecinin tüm aşamaları Kongre'de gerçekleşiyor.
Önce Temsilciler Meclisi, sonra Senato
Sürecin başlatılması için ABD Kongresi'nin iki kanadından biri olan Temsilciler Meclisi'nde herhangi bir üye başkan hakkında azil süreci başlatmak için girişimde bulunabiliyor.
Bu başvuru daha sonra Temsilciler Meclisi Adalet Komitesi'nin önüne gidiyor. Burada azil sürecinin devam edip etmeyeceği kararı oy çokluğuyla alınıyor.
Bugüne kadar birçok başkan hakkında bireysel olarak azil süreci başlatma başvurusu yapıldı. Ancak bu başvurular genellikle Adalet Komitesi'nde reddedildi ve süreç de noktalandı.
Adalet Komitesi'nin onay vermesi halinde bir de Temsilciler Meclisi'nde oylama yapılıyor.
Salt çoğunluğun kabul etmesi durumunda da azil süreci Senato'da devam ediyor.
Burada ise davaya benzer bir süreç işletiliyor.
Başkanın azledilme talebine ilişkin kanıtlar ortaya konuyor, tanıklar dinleniyor. Başkan da ayrıca kendi savunmasını yapıyor.
Senatörler de jüri görevi üstlenerek, nihai kararı veriyor. Bir başkanın azledilmesi için Senato'da üçte iki çoğunluk gerekiyor.
Üç başkan için azil süreci başlatıldı
Bugüne kadar üç başkan hakkında son kategori kapsamında, yani "ağır ve vahim suçlar" veya "diğer başka suçlar" çerçevesinde azil süreci başlatıldı.
Bu başkanlardan ilki olan Andrew Johnson hakkında 1868 yılında, görevi Kongre tarafından çıkarılan bir yasayla teminat altına alınan dönemin Savaş Bakanı Edwin McMasters Stanton'ı yasaya aykırı bir şekilde görevden aldığı için azil süreci başlatıldı. Ancak Johnson, Senato'da üçte iki çoğunluk sağlanamayınca görevinde kaldı.
Bundan 106 yıl sonra ikinci kez bir başkan için azil süreci başlatıldı. Bu kez de 1972'de Cumhuriyetçi Başkan Richard Nixon, hakkında kendisine yakın bazı kişilerin Watergate iş merkezindeki Demokrat Parti'nin ofisine dinleme cihazı yerleştirdiğinin ortaya çıkmasıyla patlak veren skandalda yargıyı yanıltmak ve delil karartmakla suçlandı.
Ancak süreç tamamlanmadan Nixon görevinden istifa etti. O dönemde yaygın olan kanı Nixon istifa etmeseydi, zaten azledileceği yönündeydi.
Nixon'dan 27 yıl sonra bu kez Demokrat Başkan Bill Clinton hakkında Beyaz Saray stajeri Monica Lewinsky ile yaşadığı ilişkiyle ilgili yeminli ifadesinde yalan söylediği iddiasıyla azil süreci başlatıldı. Clinton, Senato'da yapılan oylama sonunda beraat ederek, görevinde kaldı.
Kongre'de çoğunluk Cumhuriyetçiler’de
Temsilciler Meclisi'nde Cumhuriyetçiler çoğunluğu elinde tutuyor. Cumhuriyetçilerin 238 sandalyesine karşılık, Demokratların 193 üyesi var.
100 sandalyeli Senato'da ise Cumhuriyetçiler 52; Demokratlar ise 46 kişiyle temsil ediliyor. İki bağımsız üye de Demokrat Parti grubuna destek veriyor.
Kongre'nin her iki kanadında da Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olması Trump'ın olası bir azil sürecinde elini güçlendirebilecek bir gelişme olarak gösteriliyor.