Levent Kırca’nın herkesi duygulandıran veda mektubu9 sene ÖNCE
Levent Kırca’nın herkesi duygulandıran veda mektubuBugün İstanbul Radyosu'nun ilk yayınının 89. yıldönümü
“Alo, alo Muhterem Samiin… Burası İstanbul Telsiz Telefonu… 1200 metre tul-u mevç, 250 kilosikl… bugünkü tecrübe neşriyatımıza başlıyoruz…”
Bağımsızlık savaşından başarıyla çıkan Türkiye, çağdaş uygarlık düzeyine erişmek için yoğun bir çaba içindeydi. Dili, eğitimi, ekonomisi, devlet yönetimi, kılık kıyafeti ile uygar uluslar arasına girmeliydi. İşte böyle bir ortam içinde dünyada 1920′lerde yayınına başlanan radyo yerini almakta gecikmedi. 1925 yılında Telsiz Tesisi Hakkında Kanun adıyla bir yasa çıkarıldı. Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi kuruldu, vericiler hazırlandı. İstanbul’da Büyük Postanenin üst katı stüdyo haline getirildi. Ve takvimler 6 Mayıs 1927‘yi gösterdiğinde yayın başladı:
“Alo, alo Muhterem Samiin… Burası İstanbul Telsiz Telefonu… 1200 metre tul-u mevç, 250 kilosikl… bugünkü tecrübe neşriyatımıza başlıyoruz…” Bu yayın Fransızca olarak da tekrarlandı.
Sirkeci’nin meşhur Büyük Postane’sinin bodrum katında, Eşref Şefik Atabey‘in yaptığı bu anonsla başladı ülkemizde radyo serüveni…
İstanbul’da yayınlar sürerken, Ankara’da da stüdyo kuruldu. İlk yayınlar Sağlık Sokak’taki iki katlı bir binada oldu. Daha sonra yayınlar Ankara Palas’ın bodrum katındaki bir odadan yapıldı.
EKONOMİK BUNALIM DÖNEMİ
1929 yılında bütün dünyayı kasıp kavuran büyük ekonomik kriz Türkiye’yi de etkilemekte gecikmedi. Telsiz Telefon Şirketi de bu bunalımdan payını alıyordu. Gerek İstanbul’da gerekse Ankara’da radyo yayınları göçebelikten kurtulamıyordu bir türlü. İstanbul’da Büyük Postane, ardından Galatasaray Postanesi, Ambasadör Oteli radyo stüdyolarını konuk ediyor, Ankara’da ise Ankara Palas’ın bodrum katındaki bir odadan yayın sürüyordu. Ekonomik bunalımdan etkilenmeyi aza indirmek, üretimi artırmak için yerli malı kullanılmalıydı. Radyo da bu konuda yayınlar yapıyordu: “Ey muhterem ahali, kullanın yerli malı, meşhud olsun bize de zenginliğin cemali. Nasibim eve kalsın, refahımız çoğalsın, değil midir borcumuz düşünmek istikbali…”
RADYO TİYATROSU
Basit yayınlar yıllar içinde geliştir. Örneğin 1938′de Sadi Yaver Ataman’ın başlattığı açıklamalı halk müziği programları, Muzaffer Sarıözen‘in önderliğinde Yurttan Sesler Topluluğu’na dönüştü.
Ankara’da 1940′lı yıllardaki ilk radyo tiyatrosunun kadrosu 20 kişi kadardı. Bu kadroyu Ekrem Reşit Rey yönetiyor, müzikleriyle Cemal Reşit Rey ilgileniyordu. Kadroda İbrahim Delideniz, Dürnev Türkan, Kadriye Tuna, Avni Dilligil, Neşet Berküler, Nezahat Tanyeri, Samime ve Mucip Arcıman yer alıyordu. Temsiller canlı olarak yayınlanıyor, bazen bir piyes iki üç kez tekrarlanıyordu. 12 Şubat 1942 tarihinde ise Ankara Radyosunda “Radyo ve Çocuk Kulübü” kuruldu.
Bugün, yurdun dört bir yanına yayınlarını ulaştırmaya çalışan, TRT radyolarının yanı sıra 35 Ulusal, 98 bölgesel ve 929 yerel özel radyomuz, her düşünceye ve sese açık mikrofonlarıyla demokrasimizin vazgeçilmez bir unsurudur.