Türkiye’de yeni medya, dijital gazetecilik ve internet haberciliği 2016 yılı raporu – 6

KAMİL ERYAZAR İnternet ve sosyal medya, dijital teknoloji ile birlikte haberciliğe hız ve kısmen özgürlük kazandırmakla birlikte spekülatif riskleri de içeriyor. SON DAKİKA! “Hız” İle “Doğruluk” Arasındaki İnce Çizgi Dijital gazet...

Türkiye’de yeni medya, dijital gazetecilik ve internet haberciliği 2016 yılı raporu – 6 (11 Aralık 2016)

KAMİL ERYAZAR

İnternet ve sosyal medya, dijital teknoloji ile birlikte haberciliğe hız ve kısmen özgürlük kazandırmakla birlikte spekülatif riskleri de içeriyor.

SON DAKİKA!

“Hız” İle “Doğruluk” Arasındaki İnce Çizgi

Dijital gazetecilikteki en önemli üstünlük olan ‘hız’ bazen felaket getiriyor!

Dijital gazetecilikteki “hız” avantajı, birlikteliğinde ‘kontrolsüzlüğü’ de getiriyor. Birçok haber, ‘atlatma’ kaygısıyla, doğrulatmaya fırsat olmadan, editoryal süzgeç ve kurumsal bir denetimden geçmeden yayınlanmak zorunda kalınıyor.

‘Acar’ internet haber sitelerini geçtik, kendisine ‘medyanın amiral gemisi’ diyen, milyarlarca liralık yatırımlarla beslenen, her türlü en son sistem teknolojik altyapıya sahip haber kuruluşları da zaman zaman ‘gaflete’ düşebiliyorlar.

Bu yüzdendir ki, bazı “son dakika”lar, ‘internet efsanesi’ çıkabiliyor! Yalan, yanlış, eksik olabiliyor. Kartopu olarak internete düştükten sonra da, sosyal ağlar ve mail gruplarında ‘retweet’ten forward’a’ çığ gibi büyüyerek yayılıyor.

“Sen Tanrı mısın beni öldürdün?!”

Bu konuda yakın tarihimizden birkaç somut örnek de verebiliriz.

18 Ocak 2013 günü sabah saatlerinde, kendi çalıştığı Doğan Medya Grubu’na bağlı büyük kuruluşlar ve ajanslar dahil birçok haber birimi, yoğun bakımda tedavisi süren Mehmet Ali Birand’ın vefat haberlerini geçtiler.

Yaklaşık bir ay sonra 1 Mart 2013’te bu kez yine yoğun bakımdaki Müslüm Gürses için benzer bir “öldü” haber skandalı daha yaşandı. Üstelik Sağlık ve Maliye Bakanları da Twitter hesaplarından “Müslüm Gürses’i kaybettik. Başımız sağolsun” tweetleri attılar! ‘Tutunacak dal’ arayan haber kuruluşları da hemen bu tweet’lere sarılıp, kaynak olarak gösterdiler!

Ve bu yıl, 27 Şubat 2016’da da benzer bir talihsiz olay, Almanya’da tedavisi süren ‘Kim milyoner olmak ister’ programının sunucusu ünlü sanatçı Kenan Işık için yaşandı. Geçirdiği beyin ameliyatı sonrası yaşam savaşı veren Kenan Işık için öldü haberleri hızlıca yayıldı. Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’ın Twitter hesabını yöneten danışmanı, Kenan Işık'ın öldüğünü duyurarak bir skandala imza attı. Hazinedar'ın duyurusunun ardından haber siteleri Kenan Işık'ın öldüğüne dair haberler geçmeye başladı. Ancak ilerleyen saatlerde durumun öyle olmadığı, Kenan Işık'ın hayatta olduğu bizzat ailesi tarafından yapılan açıklamayla duyuruldu.

Enformasyon, dezenformasyon ve manipülasyona dönüşüyor

Bu arada etik değerler de unutulup bazen çok acımasız davranılıyor. Enformasyon, dezenformasyon ve manipülasyona dönüşüyor.

İşte ciddi, kurumsal, gerçek haber portallarının farkı da burada ortaya çıkıyor. Önemli olan, hızlı olduğu kadar “doğru” haber verebilmektir.

İletişimbilimciler tarafından yapılan araştırmalara göre, bugün internet ortamında dolaşan enformasyonun sadece yüzde 30’u güvenilir kabul edilmektedir.

Kullanıcı Kaynaklı Kişisel Haber Üretimi

Sosyal medya, ‘yurttaş gazeteciliği’ olanağıyla özgür ve hızlı habercilik avantajı sağlarken, spekülatif riskleri de içeriyor.

Haber geçenler, ağırlıklı olarak geleneksel medyada, daha az oranda da dijital medyada çalışanlar, ‘çalıştıkları kurumları bağlamadığını’ belirttikleri kişisel hesaplarından haber geçiyorlar.

Medya dışında haberciliğe ilgi duyan bağımsız kişiler (derlemeciler) ve bu işi sürekli yapmayan, o an yaşadıkları, tanık oldukları olayları aktaran sosyal medya kullanıcıları. Bu kullanıcılar ‘doğruluk’ riski kaygısı ve sorumluluk taşımadan haberi duydukları anda aktarıyorlar. Kaynak belirtenler ve hatta link verenler her zaman daha güvenilir oluyorlar.

Takipçi sayısı çok ‘fenomenler’ ise genelde pek haber geçmiyorlar. Gizli reklam anlaşmalarına bağlı olarak, her tweet’lerinde ‘acaba hangi markanın reklamını yapıyor’ kuşkusu nedeniyle güvenilirliklerini yitirdikleri için haber geçmemeleri de isabetli bir seçim oluyor.

TROLLER

Bir de amaçlı ya da amaçsız sansasyonel yalan haber üreten ve yayan trol tipler var. Sosyal medya hiçbir şeyden çekmedi bu ‘troller’den çektiği kadar!

Toplumdaki siyasal kutuplaşma ve gerilim, ana akım medyanın işlevsizleşmesi nedeniyle haber kaynağı olarak yaygın kullanılan sosyal medyaya da yansıyor. Enformasyon eksikliği, dezenformasyon ve manipülasyonlara yol açıyor. Toplumdaki kutuplaşma sonucu oluşan sağduyu eksikliği bu riski daha da artırıyor.

Sınırlı dezenformatik manipüle bilgiler ve ‘şehir efsaneleri’, sosyal medya sürü psikolojisi ile ‘tevatür-tweet’ler ve Facebook paylaşımlarıyla ekrandan ekrana hızla yayılıyor. İletişim cenneti bir anda iletişim cehennemine dönüşebiliyor.

Başta Twitter olmak üzere, sosyal medyanın toplumsal kriz dönemlerinde önemi daha da artıyor. Bunda sosyal medyanın en hızlı haberleşme seçeneği olmasının yanı sıra öyle ya da böyle baskı altındaki ana akım medyanın habercilik işlevini yerine getirememesinin de etkisi var.

Ana akım medyanın haber akışı kesilince, haber yerine “penguen belgeselleri” yayınlanmaya başlayınca, devreye sosyal medya kullanıcısı ‘yurttaş gazeteciler’ giriyor.

Ancak sosyal medyadaki bu “hız” ve özgür kullanım avantajı, birlikteliğinde ‘kontrolsüzlüğü’ de getiriyor.

Makalenin bundan önceki bölümü: Türkiye’de yeni medya, dijital gazetecilik ve internet haberciliği 2016 yılı raporu – 5