Uzun ve sağlıklı yaşamın sırı bu kasabada saklı8 sene ÖNCE
Uzun ve sağlıklı yaşamın sırı bu kasabada saklıABD, İngiltere ve Japonya’da yapılan bilimsel araştırma sonuçlarına göre, insanların yaşadıkları bölgenin çevresel koşulları sağlık üzerinde doğrudan etkili oluyor
Deniz seviyesinde yaşayanlar daha kilolu
Deniz seviyesindeki yerleşim birimlerinde yaşayanların, yüksek rakımlı yerlerde yaşayanlara göre obez olma olasılığı 5 kat daha fazla. Yükseklik arttıkça kilo kontrolü daha kolaylaşıyor. Açlık duyusunu belirleyen leptin hormonu potansiyel yeme isteğini azaltmak üzere zamanı geldiğinde beyine uyarıda bulunarak iştahı azaltmada etkili oluyor.
Otoyol kenarında yaşayanlar kalp ve damar hastalıklarına daha çok yakalanıyorlar
Yoğun trafiğin olduğu karayollarına yakın oturan kişilerin, diğerlerine göre koroner kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riski 6 kat daha fazla. Trafik gürültüsü, egzoz gazı gibi olumsuz etkenlere uzun süreli maruz kalanlar, en az sigara içenler, kötü beslenenler ve hareketsiz yaşayanlar kadar ölümcül risk altındalar.
Denizden gelen sağlık
Deniz kıyısında yaşayanlar çok şanslılar. Çünkü denizden esen meltemler sağlık getiriyorlar. Kıyılarda yaşayanların stres seviyeleri daha düşük oluyor. Güneşten bolca yararlanma olanakları olduğu için yeterince D vitamini alabiliyorlar, dolayısıyla bağışıklık sistemleri de daha güçlü oluyor. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi obezite riskini azaltmak için fiziksel aktivitelerini arttırmaları gerekiyor.
Kentin varoşlarında yaşamak da sağlığı olumsuz etkiliyor
Kentlerin kenar mahallelerinde yaşayan yoksul kişiler hastalıklara karşı daha korunmasızlar. Kronik sağlık sorunları daha erken yaşlarda ortaya çıkıyor. Dolayısıyla daha erken yaşlanmalar gözlemleniyor. Halk sağlığı taramalarında, bu bölgelerde yaşayan kişilerde yüksek tansiyon, baş ağrısı, solunum güçlüğü ve romatizmal rahatsızlıklara daha fazla rastlanıyor.Hareketsiz bir yaşam da bu sorunları daha da arttırıyor. Yüksek suç oranı, gürültü ve Vandalizm gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen unsurlar doğrudan sağlığa da yansıyor.
Ağaçlar sağlıklı yaşam kaynağı
Ormanlık alanlarda yaşayanlar ya da çevrelerinde bolca ağaç olanlar daha sağlıklı ve uzun ömürlü oluyorlar. Çünkü ağaçlar vücudun sakinleştirici parasempatik sinir sisteminde kortizol seviyelerini ve kan basıncını düşürmeye doğrudan yardımcı oluyorlar. Japon araştırmacılar, ormanda 3 gün ve 2 gece geçirdikten sonra hücrelerin yenilenmesinde artış olduğunu saptadılar. Biraz daha uzun kalmak ise bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyonlarla mücadeleye yardımcı oluyor.
SONUÇ: Kendinizi sevin!
Aslında bunların çoğunu belki herkes biliyor da iş uygulamaya gelince bir bahane buluyor ve boş veriyor. Biz yine de sağlıklı yaşamın gereklerini bir kez daha özetleyelim, aklınızda bulunsun:
Öncelikle temiz hava ve sağlıklı gıda. Akdeniz tipi beslenme alışkanlığı, zeytinyağı ve otlar, taze sebze ve meyveler tercih edilmeli. Doymuş yağlardan, kızarmış yiyeceklerden, işlenmiş gıdalardan ve şekerden uzak durulmalı. Alkol ve sigara, bırakamıyorsanız bile en azından azaltın.
En önemlisi hareketsiz kalmayın. Egzersiz, sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmaz temel gerekliliğidir. Hiçbir şey yapamıyorsanız tempolu uzun yürüyüşleri ihmal etmeyin.
Yaz – kış, sıcak –soğuk, gece –gündüz demeyin açık havaya çıkın, temiz hava alın.
Son olarak da en zorunu yapın: Hiçbir şeyi kafaya takmayın! Anladınız, stresten, depresyondan uzak durun. Biliyoruz, en zoru da bu ama kendinizi sevin ve üzmeyin!
Kaynak: Huffingtonpost